Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Terk Edenler ve Kalanlar / Elena Ferrante Kitap Yorumum (Napoli Romanları #3)

Resim
Herkese yeniden merhaba!  Napoli Romanlarının üçüncü kitabını da bitirdim ve artık seriyi bitirmeye çok yakınım. Seriyi hemen bitirmemek adına, üçüncü kitabı eylül ayının sonlarına doğru okumak istesem de elime aldığım kitaplarda ilerleyemediğimi fark edince dayanamayıp Terk Edenler ve Kalanlar'ı okumaya başladım ve bir çırpıda bitirdim. Üçüncü kitap biraz daha Lenu odaklı ilerledi. Lenu'nun işine ve evlilik hayatına biraz daha fazla odaklandık ama bu demek değil ki Lila çok az var. Elbette yıllar içinde iki arkadaşın görüştükleri anlar oluyor, Lenu başkalarından Lila hakkında bilgi alıyor vs. Lila'nın hayatına da en az Lenu kadar hakimiz diyebilirim. Terk Edenler ve Kalanlar'da karakterlerimiz artık yetişkinler ve yeni ortamlara dahil oluyorlar, çevrelerine karşı algıları değişiyor. Bu yüzden de bu kitapta dönemin İtalyasına yönelik oldukça fazla bilgi bulabilirsiniz. Lenu'nun ve diğer karakterlerin dönemin sorunlarına yönelik fikirleri de farklı bakış açıları göre

Yeni Soyadının Hikayesi / Elena Ferrante Kitap Yorumum (Napoli Romanları #2)

Resim
Herkese yeniden merhaba!  Napoli Romanları, daha ilk kitabıyla beni büyülemişti ve harika bir seri okuyacağıma emindim. İkinci kitap beni yanıltmadı ve seriye olan heyecanımı daha da arttırdı. Yeni Soyadının Hikayesi, Lila'nın düğününü konu alarak başlıyor ve öyle farklı yerlere ilerliyor ki okurken çok şaşırıyorsunuz.  Kitap ile ilgili en sevdiğim şeylerden biri daha ilk sayfalarda bulunuyor. Yazar, anlatmaya ilk kitabı bıraktığı yerden başlamıyor. İkinci kitabın kilit noktalarından biriyle başlıyor ve kitap boyunca karakterlerimizin o noktaya ilerlemesini okuyoruz. Ama bunu kitap içindeki olaylarla unutuyoruz ve daha ilk sayfalarda okuduğumuz o anlarla kitabın yüzde yetmişini falan okumuşken tekrar karşılaştığımızda 'Evet, böyle başlamıştı.' diyoruz. Buna büyük bir hayranlık duyduğumu söylemeliyim. Kitabın başıyla, ortaları arasında güzel bir çember çiziyor ve oldukça ustaca yapıyor bunu. Yeni Soyadının Hikayesi, kesinlikle ilk kitaptan daha iyiydi. Bunu okuduğunuz başka

Ağustos 2020 | Dönüşüm, Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, Kılıçların Fırtınası

Resim
Herkese yeniden merhaba! Kitaplar anlamında çok kötü geçen haziran ve temmuz aylarından sonra, ağustos ilaç gibi geldi diyebilirim. Bu ay tam beş kitap okudum. Hepsinden sırayla bahsedeceğim. Bu ay ilk olarak önceki ay başlayıp bitiremediğim Kılıçların Fırtınası Kısım 1 'i okudum. Buz ve Ateşin Şarkısı serisi gerçekten sevdiğim seriler arasında. Üçüncü kitapta da tempo hiç düşmeden devam ediyor. Ortalık yine çok karışık, bir sürü kral ve kraliçe var, Stark'ların durumu hala çok kötü ve Jon oldukça zor bir durumun içinde. Kılıçların Fırtınası, -daha kısım ikiyi okumasam da- serinin şu ana kadar okuduğum kitapları arasında favorim. Çünkü dizide hala daha severek izlediğim anların çoğu bu kitapta. Bu anlar, karakterlerin kendilerine özgü, unutulmayacakları şeyler yapmalarıyla ilgili. Kısacası ikonik anları çok seviyorum. Kısım ikiye başladım ama ilgimi başka kitaplar çektiği için kenara bıraktım. Eylül sonuna doğru okumak istiyorum. Kısım ikiyi okuduktan sonra daha uzun bir yazı

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git / Susanna Tamaro Kitap Yorumum + Alıntılar

Resim
Herkese yeniden merhaba!   Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, bir büyükannenin ondan uzakta yaşayan ve arasının çok iyi olmadığı torununa yazdığı mektuplardan oluşan bir kitap. Büyükannenin hayatını, kızıyla ilişkisini, evliliğini, hayatı boyunca yaptığı hataları, bunlardan duyduğu pişmanlıkları anlattığı mektuplar. Bir nevi günah çıkartma da diyebiliriz.  Kitabın çok kolay okunduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Zaten 150 sayfa, bir gün içinde çok rahat bitirilebilecek bir kitap. Mektuplar halinde yazıldığı için dil oldukça yalın. Kitabın içinde söylendiği gibi olay örgüsü dümdüz bir çizgide ilerlemiyor. Gerçekten akla geldikçe yazılmış izlenimi uyandırıyor. Bu da üslupla birleşince okumayı daha keyifli yapıyor.  Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, tam bir başucu kitabı. Arada belirli mektupların okunabileceği, alıntılara göz atılabilecek ya da yeni baştan okunabilecek bir kitap. Gerçekten çok etkileyiciydi. Kitabın sevmediğim tek yönü, çok yüzeysel olmasıydı. Bazı olayları daha detaylı okumak