Tersyüz / Amy Harmon Kitap Yorumum
Özgün Adı: Making Faces
Yazar: Amy Harmon
Yayınevi: Yabancı
GoodReads Puanı: 4.45
Sayfa Sayısı: 369
Arka Kapak Yazısı:
Modern çağın Güzel ve Çirkin'i...
Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young'a aşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana dek...
Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikayesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikayesi... Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa; yaralı bir savaşçının sıradan bir kıza olan aşkının hikayesi... Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin'i...
***
Herkese yeniden merhaba!! Bugün benim için oldukça özel kitaplardan biri olan Teryüz'le ilgili yorum yapacağım.
Tersyüz, aralık ayında yayımlanmıştı ve arka kapak yazısıyla benim çok ilgimi çekmişti. Almak istediğim ilk kitaplardan biri olmuştu bir anda. Ve tam da yılbaşı zamanı olduğu için sınıfımızda bir çekiliş yapmıştık. Bana da canım arkadaşım Tersyüz'ü aldı. Tersyüz hakkında söylemek istediğim o kadar fazla şey var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Öncelikle, bu kitabın benim için bir aşk kitabından fazlası olduğunu söylemem gerek. İşlenilen konu aşktan daha fazla, daha duygusal ve daha üzücü. Kitabı okurken Bailey sizi öyle etkiliyor ki, Ambrose ve Fern'e dikkat bile edemiyorsunuz.
Karakterlerin her birini ayrı ayrı çok sevdim. Kitap karakterlerinde güzel olan şey bu; her birinde kendinizden bir şey bulabiliyorsunuz ancak ben şu ana kadar okuduğum hiçbir kitaptaki karakteri kendim gibi göremedim. Fern'e kadar. Okuduğum her sayfada Fern'de kendimden bir şeyler gördüm ve bu o kadar fazla hoşuma gitti ki. Ciddi anlamda Fern'le çok fazla ortak noktaya sahiptim. Ben de tıpkı onun Rita'ya yardım ettiği şekilde bir arkadaşıma yardım ederdim. Ve tıpkı onun Ambrose'a olan takıntısı gibi bir şey yaşama potansiyeline sahip olduğumu düşünüyorum. Fern, şu ana kadar okuduğum en güzel, en sevdiğim ve en ben olan kitap karakteriydi.
Ambrose Young! Ambrose için ne söyleyebileceğimi ciddi anlamda bilmiyorum. Kitabın sonlarına doğru oldukça ağlamama sebep olduğu için Ambrose'a sinirliyim ancak kimse Ambrose Young'ın harika bir erkek karakter olmadığını söyleyemez. Ambrose, kitabın ortalarından sonra -savaşa gidip döndükten sonra- içine kapanıyor ve kitabın buradan sonrası okuyan kişi için tamamen bir ilham kaynağı oluyor. Yapılan alıntılar, Fern'in babasının söylediği sözler ve daha bir sürü şey. Ambrose gibi, dört arkadaşının ölümünün yükünü ve acısını taşıyan birini bile iyileştirebilen sözler.
Ve kitabın güzel olmasını sağlayan Bailey Sheen! Bailey kitabın her şeyi denebilir. Kitabı okurken sizi güldüren de Bailey, ağlatan da. Bailey, kas distrofisi hastası ve gün gelip bu hastalığı yüzünden öleceğini bilerek yaşıyor; çocukluğundan beri. Ancak bu karamsar gerçeğe rağmen Bailey enerjisini kaybetmiyor yine Fern'le ve Ambrose ile takılmaya devam ediyor. Bailey, benim için kitaptaki en önemli karakterdi. Kitabın sonlarına doğru, bulunduğu duruma rağmen yaptıkları... Sadece ağlamak istemenize sebep oluyor.
Tersyüz, benim için mükemmel kurgusu ve harika karakterleriyle beni kendine aşık ediyor! Herkesin okuması gereken bir kitap.
Puanım: 5/5 (Harikaydı!)
Son olarak da kitaptan birkaç alıntı;
Tersyüz, aralık ayında yayımlanmıştı ve arka kapak yazısıyla benim çok ilgimi çekmişti. Almak istediğim ilk kitaplardan biri olmuştu bir anda. Ve tam da yılbaşı zamanı olduğu için sınıfımızda bir çekiliş yapmıştık. Bana da canım arkadaşım Tersyüz'ü aldı. Tersyüz hakkında söylemek istediğim o kadar fazla şey var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Kitabı bitirdiğimde ben; |
Karakterlerin her birini ayrı ayrı çok sevdim. Kitap karakterlerinde güzel olan şey bu; her birinde kendinizden bir şey bulabiliyorsunuz ancak ben şu ana kadar okuduğum hiçbir kitaptaki karakteri kendim gibi göremedim. Fern'e kadar. Okuduğum her sayfada Fern'de kendimden bir şeyler gördüm ve bu o kadar fazla hoşuma gitti ki. Ciddi anlamda Fern'le çok fazla ortak noktaya sahiptim. Ben de tıpkı onun Rita'ya yardım ettiği şekilde bir arkadaşıma yardım ederdim. Ve tıpkı onun Ambrose'a olan takıntısı gibi bir şey yaşama potansiyeline sahip olduğumu düşünüyorum. Fern, şu ana kadar okuduğum en güzel, en sevdiğim ve en ben olan kitap karakteriydi.
Ve kitabın güzel olmasını sağlayan Bailey Sheen! Bailey kitabın her şeyi denebilir. Kitabı okurken sizi güldüren de Bailey, ağlatan da. Bailey, kas distrofisi hastası ve gün gelip bu hastalığı yüzünden öleceğini bilerek yaşıyor; çocukluğundan beri. Ancak bu karamsar gerçeğe rağmen Bailey enerjisini kaybetmiyor yine Fern'le ve Ambrose ile takılmaya devam ediyor. Bailey, benim için kitaptaki en önemli karakterdi. Kitabın sonlarına doğru, bulunduğu duruma rağmen yaptıkları... Sadece ağlamak istemenize sebep oluyor.
Tersyüz, benim için mükemmel kurgusu ve harika karakterleriyle beni kendine aşık ediyor! Herkesin okuması gereken bir kitap.
Puanım: 5/5 (Harikaydı!)
Son olarak da kitaptan birkaç alıntı;
**Eğer acıyı yaşamazsa ellerinden kayıp gitmesin diye iki eliyle sımsıkı tuttuğu mutluluğu tekrar hissetme umudunun değerini bilemezdi.**
**Bazen güzellik ya da onun eksikliği birini gerçekten tanımanı engeller.**
**"Çünkü benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil; sizin yolunuzda benim yolum değil," diyor Tanrı. "Çünkü gökyüzü nasıl yeryüzünden yüksek ise yollarım da sizin yollarınızdan düşüncelerim de düşüncelerinizden yüksektir."**
**Bence engel tanımaz gerçek bir aşkla
Sevmiş olanlar. Aşk demem aşka
Değişik durumlarda değişip duruyorsa,
Ya da meyil duyuyorsa bırakmaya ilk fırsatta.
Aşk dediğin fırtınaya bakar ve titremez asla.**
**Tanrı size bir yüz vermiş; siz kendinize bir tane daha yapıyorsunuz! -Hamlet**
Yorumlar
Yorum Gönder