Mayıs 2020 | Neler Okudum, Neler İzledim?
Herkese yeniden merhaba! Haziran ayının ortasına geldik ama ben mayıs yazısını ancak hazırlayabiliyorum. Ama mayıs ayının kayıp olmasındansa geç olmasına rağmen bir yazı paylaşmak istiyorum. Reading slump beraberinde blog yazma motivasyonumu da etkiliyor diyebilirim. Öyle ki başladığım 30 günlük kitap challenge yazılarını bile hazırlamayı sürekli erteliyorum.
Ayın en başında Jane Austen'dan Akıl ve Tutku'yu okudum. Çok çok beğendim. Şu ana kadar Austen'dan okuduğum en iyi kitaptı. Her sayfası dolu doluydu, hiç sıkmadı diyebilirim. Okuyucusunu çok meraklandıran, sonraki bölümler için fazlasıyla heyecanlandıran ve en önemlisi şaşırtabilen bir kitaptı. Kitaplığımın en değerlilerinden oldu diyebilirim. Daha detaylı yorumumu ve kitaptan alıntıları incelemek için tıklayabilirsiniz.
Akıl ve Tutku'dan sonra mayıs ayı benim için kitap seçmeye çalışmakla geçti diyebilirim. Elime neyi alsam yirmi, otuz sayfadan fazlasını okuyamadım. Aslında aklımda Mrs. Dalloway'i okumak vardı ama kendimi hiç veremedim ve okuduğum sayfalardan hiçbir şey anlayamadım. Daha sonra Elena Ferrante'nin Napoli Romanları serisinin ilk kitabı olan Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım'ı okumak istedim. Çok beğenilen ve benim de çok merak ettiğim bir kitaptı. Gördüğüm yorumlarda herkes hızlı okuyabildiklerinden bahsetmişti ama bu kitabı da okumaya başladıktan sonra üç dört gün içinde elime almak istemeyince kitaplığa geri kaldırdım. Şu halimde benim için en iyi çözümün sevdiğim bir kitabı tekrar okumak olacağına karar verip Uyumsuz serisine yeniden başladım.
İlk kitap Uyumsuz, abartısız söylüyorum dünyanın en akıcı kitabı. İlk okuduğum zamanda böyle hissetmiştim çünkü bir günde bitirmiştim kitabı. Yazarın şimdiki zamanı kullanarak yazması kitabı çok dinamik ve kolay okunabilir yapıyor. Zaten heyecan ve aksiyon dolu bir kitap olduğu için sayfaların nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz diyebilirim. Zaten serinin de en iyi kitabı Uyumsuz.
Uyumsuz'un hemen ardından ikinci kitap olan Kuralsız'a başladım. Elbette tüm seriyi okuduktan sonra detaylı bir yorum yazacağım ama burada söylemeden geçmeyeceğim, Kuralsız'la birlikte, harika bir fikrin ve konunun nasıl mahvedildiğini okumaya başlıyoruz. Uyumsuz'daki tempo ciddi anlamda düşüyor, karakterleri anlamakta güçlük çektiğiniz anlar artıyor. Sanki Uyumsuz'u başka bir yazar Kuralsız ve Yandaş'ı farklı bir yazar yazmış gibi. Zaten Goodreads puanlarına bakarsanız serinin puanı ilk kitaptan son kitaba doğru bir düşüş içinde.
Yandaş'ı şu anda okuyorum. Bayağıdır okuyorum ve hala kitabı yarılayamadım. Bu seriyi hep tekrar okumak istediğim ve başka bir zaman ayıramayacağım için ısrarcı davranıyorum. Yandaş'ı elime alıp okumak için kendimi çok zorlamam gerekiyor. Umarım haziranda okuyacağım tek kitap Yandaş olmaz. :)
Mayıs ayında lise zamanında izlemeyi en sevdiğim dizilerden biri olan Once Upon A Time'ı yeniden izlemeye başladım. Zamanında 5. sezonun kış finalinde izlemeyi bırakmıştım. Birkaç bölüm birikmişti ve sezonu biriktirip tekrar izlemeye başladığımda bir sürü şeyi unuttuğumu fark edip izlemekten vazgeçmiştim. Ama hep dizinin finalini çok merak etmiştim. İzleyecek dizi ararken tekrardan başlamaya karar verdim. Cidden harika bir dizi! Konusu şu şekilde: Bildiğiniz bütün masal kahramanları Evil Queen'in yaptığı lanetle dünyamıza, Storybrooke isimli bir kasabaya geliyor ve eski kimliklerine dair her şeyi unutuyorlar. Bu laneti kırabilecek tek kişi de Snow White ve Prince Charming'in kızı Emma. Biz de Emma'nın laneti kırıp kıramayacağını falan izliyoruz. Tabii ileriki sezonlarda konu çok ama çok değişiyor. Şu anda dördüncü sezonu bitirmek üzereyim. İkide tempo çok düşüyor. En uzun sürede bitirdiğim sezon oydu. Ama üçüncü sezon ile bayağı iyi toparlıyor. Dört zaten şu ana kadarki en iyi sezon bana kalırsa. Eğer izlemediyseniz bence bir şans verin. Birinci sezonu beğeneceğinizden eminim :)
Mayıs ayında Netflix'ten Bizim İçin Şampiyon filmini izledim. Zaten vizyondayken gitmek istediğim bir filmdi ama bir türlü zaman bulamamıştım. İyi ki bulamamışım çünkü çok ağladım filmde. Son kısımları çok ama çok duygusaldı. Bizim İçin Şampiyon, ünlü at Bold Pilot ve jokeyi Halis Karataş'ın hikayesini anlatıyor. Harika bir filmdi. En sevdiğim Türk filmlerinden birisi oldu.
Benim mayıs ayım bu şekilde geçti. Tabii yine bol bol ödev hazırladım ve sonunda resmi olarak ikinci sınıfı bitirdim. Karantinanın ünlü ismi Chloe Ting'in iki haftalık egzersiz programını uyguladım. Belli ki çok fazla kitap okuyamadım :) Haziran da bundan çok farklı olacakmış gibi gözükmüyor ne yazık ki. Sizlerin mayıs ayı umarım çok güzel geçmiştir. Başka bir yazıda görüşmek üzere :)
ah once upon a time :')
YanıtlaSilMayıs ayı yazını Haziran'da yazmanı hiç yadırgamadım, gerçekten insan buraya gelecek vakit bulamıyor ! Jane austeni hatirlamaya çalışıyorum 🤔
YanıtlaSil