Kitap Melezleri ile Blog Turu #3 Emanet Mezar / Ariana Franklin Kitap Yorumum + Kısaca Kral Arthur

EMANET MEZAR
Özgün Adı: Relics of the Dead 
Yazar: Ariana Franklin
Yayınevi: Martı Yayınları
Goodreads Puanı: 4.09
Sayfa Sayısı: 430
Arka Kapak Yazısı:
"O, ölüm üstadıydı ve bir ceset ondan yardım istemişti...
Glastonbury Manastırı'nda, bir tabutta iki insana ait iskelet kalıntıları bulunur. Bu iskeletlerin Kral Arthur ve Kraliçe Guinevere'e ait olduğu söylentisi yayılır, II. Henry hükmettiği topraklardaki Gallilerin Kral Arthur'un döneceğine dair besledikleri umudu yok etmek ve çıkabilecek bir isyanı dizginlemek amacıyla, bu iskeletlerin kimliklerinin belirlenmesini emreder. Bu görev kralın ölüm üstadı Adelia Aguilar'a verilir. Adelia ve onun yakın dostu Emma'yı, mezarlıklardan cüzamlı adasına, manastırın dehlizlerinden kralın sarayına uzanan nefes kesen bir macera ve geçmişin derinliklerine saklanmış büyük bir sır beklemektedir. 
Emanet Mezar, soluk soluğa okuyacağınız muhteşem bir tarihi gerilim romanı."
***
Herkese yeniden merhaba! Bugün Kitap Melezleri Blog Turu ile okuduğum üçüncü kitap olan Emanet Mezar yorumumu sizlerle paylaşacağım!
Öncelikle bu sıralar kitap yorumu yazma konusunda biraz üşendiğimi ve yazdığım yazıları pek beğenmediğimi söylemem gerek. Aslında Emanet Mezar'dan önce Yabancı ve Uyumsuz'un yorumu gelmesi gerekiyordu. Her ikisi de neredeyse hazır olsa da, dediğim gibi yazdığım yazıları pek beğenemiyorum. Bunun sebebi de uzun zamandır bir şeyler yazmıyor olmam olabilir. Neyse, konumuza/Emanet Mezar'a dönelim!
Emanet Mezar, kitaplığımdaki tek tarihi gerilim romanı. Arka kapak yazısını okumam kitapla ilgili beklentimi fazlasıyla yükseltti diyebilirim. Çünkü Kral Arthur benim en sevdiğim ve hakkında çok fazla şey okuduğum bir efsane. Bu yüzden de içinde Kral Arthur'la ilgili bir şeyler bulabileceğim bir kitap okuyacağım için olumlu bir bakış açısıyla kitaba başladım. 
Kitabın konusunu arka kapak yazısı fazlasıyla iyi özetliyor. Kral Arthur ve Kraliçe Guinevere'e ait olduğu düşünülen cesetler bulunuyor. Ve kral bu cesetlerin kime ait olduğunu bulması için Adelia Aguilar'ı görevlendiriyor. Bütün her şeyde bu şekilde başlıyor.
Yorumuma geçmeden önce kitabı bitiremediğimi söylememde fayda var. Zaten bu yorumu birkaç gün önce yazmam gerekirdi ancak bazı sağlık sorunları nedeniyle kitabı okumaya iki haftadır zaman bulamadım. Şu son birkaç gün içinde de ancak ilk yarıyı okuyabildim. O yüzden yorumun geri kalan kısmını okurken, kitabı tam olarak bitiremediğimi bilmenizde fayda var.
Okuduğum kısmına kadar, Emanet Mezar'ı pek beğenemedim. Söylediğim gibi, Emanet Mezar sahip olduğum tek tarihi/polisiye/gerilim romanı. Ben pek polisiye okuyabilen birisi değilim. Bu tarza girebilecek okuduğum tek kitap Sherlock Holmes'lar ki onu da okumayan pek az kişi vardır. Tarihi de Kral Arthur'u da çok seviyorum; yani kitabı sevmemem için pek fazla neden yok gibi görünebilir. Ama ben yazarın dilini sevemedim. Diyaloglar bana pek etkileyici gelmedi ki kitaplarda dikkat ettiğim en önemli şeylerden biri de diyaloglar. Akıllıca ve düzgün yazılmış diyaloglar bana göre kitabı güzel yapan en önemli unsurlardan birisi. Kurgu ne kadar güzel olursa olsun karakterler arasındaki iletişim -diyaloglar- güzel olmadığı sürece kurgunun pek önemi kalmıyor.
Emanet Mezar'la ilgili benim açımdan bir diğer sorun ise bilinmeyen çok fazlaydı. Yani kitap ilahi bakış açısıyla -gözlemci de denebilir, tam emin olamadım- yazılmış ve bu bakış açısıyla yazılan kitaplardan en büyük beklentim ortaya çıkan karakterlerin kim olduğunu daha iyi öğrenebilmek. Emanet Mezar'da bu beklentim pek karşılanamadı. Ama belki de çoğu polisiye roman bu şekildedir, bilemem.
Toparlamam gerekirse; ben polisiye okuyan bir insan değilim ve uzun zaman sonra okuduğum tek polisiye roman Emanet Mezar'dı. Bu yüzden kendi içimde aynı türdeki diğer kitaplarla karşılaştırma yapabileceğim ve iyi yönlerini/kötü yönlerini daha iyi bulabileceğim bir kitap değildi. Ama eğer tarihi polisiye/gerilim kitaplarını seviyorsanız bence Emanet Mezar'a bir göz atın çünkü konusunun kaliteli olduğunu düşünüyorum ve bu türü seven birisinin güzel vakit geçirerek okuyabileceği bir kitap.
Son olarak da sizlere kitapta da geçen Kral Arthur efsanesinden bahsetmek istiyorum!
Kral Arthur, Britanya mitolojisindeki efsanevi Camelot kralı! Arthur, Britanyalılar için savaşta ve barışta ideal kralın simgesi olmuştur. Taştan sökerek aldığı kılıcı Ekskalibur, büyücüsü Merlin ve meşhur Yuvarlak Masa Şövalyeleri, aslında daha çok Arthur'u konu alan edebiyatçıların ürünleridir. Arthur'un, Sakson istilacılara karşı Kelt asıllı Britonların koruyucusu olduğuna inanılır.
Kral Arthur en kısa haliyle bu anlatılabilir. Anlatılması gereken daha çok şey olsa da buraya hepsini yazıp, sizleri de sıkmak istemedim. Eğer az da olsa Kral Arthur ilginizi çektiyse veya yeni bir dizi arıyorsanız size Kral Arthur'un da içinde bulunduğu Merlin isimli diziyi önerebilirim. Merlin, gerçekten harika bir dizi, izlemenizi fazlasıyla öneririm.
Yazımı okuduysanız gerçekten teşekkür ederim. Bana önerebileceğiniz, sizin beğendiğiniz polisiye romanlar var mı, aşağıya yorum bırakırsanız çok sevinirim. Ayrıca Kral Arthur veya Merlin dizisi hakkında konuşmak isterseniz de, yorum bırakabilirsiniz!
Martı Yayınlarına, turumuza sponsor oldukları için ve bize oldukça iyi davrandıkları için çok teşekkür ederim! Başka bir yazıda görüşmek üzere!

Yorumlar

  1. Kral Arthur'a ilgi duyman,Merlin dizisini izlemen....
    Kitabı pek beğenmesekte en azından ortak yönlerimizi buldu 😊

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı