2017 | Son Bir Bakış | Kitaplar, Filmler!

Herkese yılın son günlerinden merhaba! Bugün 2017'de neler okuduğumdan, neler izlediğimden bahsedeceğim.
2017'nin başında Goodreads'te kendime 36 kitaplık bir okuma hedefi koymuştum. Yazın okuma tempomu arttırsam da elbette yılın başında ve sonlarında kitap okuyamadığım için bu hedefi tamamlayamadım. 2017 kitap sayım ne yazık ki 16. Ama diğer yılları düşündüğümde bu yıl sayı az olsa da içerik olarak çok iyi geçti. Şimdi karışık bir sırayla, küçük gruplar halinde bu kitaplardan bahsedeceğim. Ayrıca bahsettiğim her kitabın eğer blogda yorumu varsa, linklerini yazının en sonuna bırakmış olacağım. 
2017 benim için biraz yeniden okumalarla geçti diyebilirim. Yaz sonuna doğru Cadıların Keşfi dizisinini castı yayınlanmaya başladığında dizi için olan heyecanımı atmak için seriyi yeni baştan okumuştum. Sanırım blogda en çok önerdiğim serilerden birisi bu seri. Çünkü boş bir fantastik kitap gözüyle bakamıyorum bu kitaplara. Tarih ve bilimi çok güzel bir şekilde harmanlayarak sunuyor yazar bize. Bu kitapları sevmemin bir diğer büyük nedeni de karakter gelişimlerinin çok güzel bir yazılmış olması. Özellikle ana karakter Diana'nın ilk kitaptan son kitaba kadar geçirdiği değişim hayranlık uyandırıcı.
Elbette bu senenin bir diğer yeniden okuması Harry Potter'dı ancak bu sene son kitaba kadar okuyamadım. Çok fazla bahsetmek istemiyorum. En sevdiğim serilerden birisi, yeri apayrı. Bende uyandırdığı hisler, kaç kez okursam okuyayım değişmeyecek.
Bu senenin favorilerinden biri de hiç kuşkusuz okuduğum Stefan Zweig kitaplarıydı. Stefan Zweig bu sene ülkemizde gerçekten popüler bir yazar haline geldi. Kitaplarının çoğu kitapçıların çok satan raflarında üst sıralardaydı. Bu sene yalnızca dört kitabını okudum: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Olağanüstü Bir Gece ve Satranç. Her biri çok bayıldığım kitaplardı. Ama kişisel favorilerim Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Satranç oldu. İkisi de birer şaheser. Hala altını çizdiğim yerleri dönüp okuyorum ve bir kez daha hayran kalıyorum. Özellikle Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, okuduğum en iyi yazılmış kitaplardan birisiydi. 2018 için en önemli hedeflerimden birisi okuyabildiğim kadar Stefan Zweig kitabı okumak.
2017'de çok fazla okumadığım bir tür olan romantik kitaplardan okudum. Tek romantizm okumayı sevmeyen bir okurum ben. Yanında biraz fantastik biraz aksiyon seviyorum. Tek başına olduğunda beni biraz sıkıyor. Ama bahsettiğim kitaplar güzel betimlemeleri ve yazarın güzel üslubuyla kendilerini okutmayı, beğendirtmeyi başardılar. Bahsettiğim kitaplar Burcu Büyükyıldız'dan Cezayir Menekşesi ve Çilek Mevsimi. Blogda yazısı var bu kitapların. Ama özetlemem gerekirse romantik kitapları seviyorsanız Cezayir Menekşesi'ne mutlaka göz atın. Çilek Mevsimi biraz bekleyebilir.
Geldik benim guilty pleasure'ım olan bir serinin tahminimce son kitabına: Çevrimiçi Kız Solo. Bu seri tam olarak peri masalı. Ama bazen peri masalı okumak ve her şeyin çözüldüğünü görmek insana iyi hissettiriyor. ÇK Solo kitap okuyamadığım bir dönemde bana yeniden kitap okumanın dünyasını açmıştı. Serinin her kitabı bir şekilde bunu yapmıştı aslında. Sevdiğim serilerden birisi. Başka bir kitabı çıkacak mı bilmiyorum ama çıkmasına asla hayır demem.
2017'de çok uzun zamandır okumak istediğim bir seriye başlama fırsatı buldum. Kemikler Şehri. Yaklaşık iki yıldır falan kitaplığımda olan bir kitaptı ancak bir türlü elim gitmemişti. Bu yaz sonraki iki kitabını da alınca artık okumam gerek diye düşünüp ilk kitabı okudum. Güzel bir seri başlangıcıydı ancak ikinci kitap biraz yanlış bir zamana gelince seriye devam edemedim. 2018'de bitmesi gereken arasında bu Ölümcül Oyuncaklar serisi de var.
2017'de bir tane de şiir kitabı okuma şansım oldu. Goodreads'te yorumlarına çok fazla denk geldiğim ve çok övülen bir kitabı okudum. Beğeneceğimden emin olduğum bir kitap seçmek istedim çünkü bu türü daha önce okumadım ve şiir kitapları okumaya devam etmek istiyordum. Bahsettiğim kitap Murathan Mungan'ın Yaz Geçer kitabı. Çok beğendiğim bir kitap oldu. Karşılaştırabileceğim başka bir kitap olmadığı için tam olarak ne demem gerektiğinden emin değilim. Şiir kitaplarını seviyorsanız zaten okumuşsunuzdur ancak benim gibi okumaya başlamak istiyorsanız göz atmanızı önerdiğim kitaplardan birisi.
En güzeli en sona sakladım. Benim için bu senenin 'kitap olayı' hiç kuşkusuz Dikenler ve Güller Sarayı serisi oldu; daha doğrusu direkt Sis ve Öfke Sarayı. Sis ve Öfke Sarayı direkt en sevdiğim kitap. Ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum. Hala okuyup duruyorum. Canım sıkıldığında falan açıp 54. Bölümü okuyup kitabı geri kitaplığa bırakıyorum. Bir fantastik kitapta aradığım her şeyi buldum diyebilirim. Son kitap 2017 bitmeden çıkacak denmişti ama bugün öğrendiğim üzere 2018'in Şubat ayında çıkacakmış. Kasım sonunda ingilizce baskısını alacakken 'Türkçesi çıkacak zaten yakında onu alırım' deyip almamıştım. Keşke alsaymışım. Meraktan ölüyorum son kitap için ve spoiler almaktan aşırı derecede korkuyorum. Bence bu seriyi bu kadar sevmemin ikinci nedeni falan sıfır spoilerla okumam. Hani bu seriyi okurken konusuna bile çok hakim değildim. O yüzden son kitabı da bu şekilde okumayı istiyorum ama şubata kadar bu beni zorlayacak çünkü her gün tumblr ve we heart it'te seriyi aratıp yorum falan okuyorum. Bu ara bu kadar kez son kitap dedim ama birkaç kitap daha çıkacak bu seriye dahil. Ama bildiğim kadarıyla onlar yan kitap tarzı olacakmış. Ne ile ilgili çıkacağı pek de önemli değil çünkü bu dünyayla ilgili -hayır, yalnızca Gece Sarayı ile ilgili- her şeyi okuyabilirim. 2018 için bu seriyi tamamlamayı ve Sarah J. Maas'ın diğer bir serisi olan Cam Şato'yu okumayı çok istiyorum.
Kitaplar bu şekildeydi birkaç tane de diziden ve filmden bahsetmek istiyorum.
Çok fazla dizi izlediğim söylenemez. Zaten kitapta olduğu için dizi ve filmde de hep kesin beğeneceğim şeyleri izliyorum. Çok fazla beğenmediğim dizi olmadı açıkçası.
Friends'i bitirmem sanırım bu senenin benim için 'dizi olayı' oldu. Bitirebileceğimi hiç düşünmemiştim. Sonuçta 10 sezon ve her sezon ortalama 23 bölüm. Tamam dakika olarak kısa ama ben çabuk sıkılan ve bir diziyi bitirmeden diğerini geçemeyen bir insanım. Ama Friends bitti ve çok kolay bitti benim için. Bitireli iki hafta falan oldu ama her karakteri deli gibi özledim. Youtube'dan bölüm videolarını izlesem de yeni bir şeyler olmadığı için çok fazla tatmin etmiyor açıkçası. 10. sezonun 18 bölüm olmasına da apayrı sinirliyim. Chandler'ın nasıl bir baba olduğunu göremememiş olmamaz bence büyük haksızlık ya da Rachel ve Ross için sonrasında neler olduğunu. Ve tabii ki Joey'nin hayatı nasıl devam etti? Bazı soruların cevaplarını alamasak da bence en iyi dizilerden birisiydi. İzlediğim için gerçekten çok mutluyum.
Dizi olarak The Crown'dan bahsetmiyorum, yeterinci uzun bir yazısını birkaç gün önce paylaştım. Tıklayarak The Crown yazısına gidebilirsiniz.


Film olaraksa 2017'de çıkanlar içinde çoğu kişinin söylediği gibi Wonder Woman benim için en iyilerdendi. İzlediğim en iyi anlatılmış süper kahraman filmlerinden birisiydi.
2017'de çıkmayan ama benim bu sene izlediğim film olaraksa Jackie'i söylemek istiyorum. Natalie Portman en sevdiğim oyuncu olabilir. Hala daha bu filmle Oscar alamadığı için üzülürüm. Jackie'de de çok başarılı bir iş çıkartmıştı. Black Swan'ı da bu sene izledim ancak Jackie bir şekilde beni daha çok etkiledi diyebilirim. Tarihi şeyler sanırım beni hep daha fazla etkiliyor.


Bir tane de Türk filmi önermek istiyorum. 2017'nin sonlarına doğru çıktı ama bence damgasını gerçekten iyi vurdu. Aile Arasında'dan bahsediyorum. Daha izleyeli bir buçuk falan oldu. İzlediğim en iyi Türk komedi filmlerinden birisiydi. Güzel bir mesajı da vardı. Daha ne kadar vizyonda kalır bilmiyorum ama eğer hala izlemediyseniz vizyondan kalkmadan önce bir şans vermelisiniz.
Unutmadan bu senenin belki de Türk sineması için olay olan filmine de kısaca değinmek istiyorum: Ayla. Daha fragmanlarını izlediğimde bile gözlerim dolmuştu. Filmi izlediğimde çok fazla ağlayacağımı biliyordum. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Ama bunun ötesinde film gerçekten çok kaliteliydi. Oscar adaylığı alamamasına gerçekten çok üzüldüm. Kazanma şansı çok yüksek değildi ama en azından adaylık almasını umuyordum. Yine de tarihimizde böyle bir hikayenin olduğunu bilmek benim önemliydi ve bunu bir filmle kalıcı hale getirip daha fazla insana anlatmak Ayla'nın en önemli başarısı.

2018 için şu an en merak ettiğim film ise Margot Robbie'nin I, Tonya filmi. Bildiğim kadarıyla yurtdışında vizyona girdi ancak ülkemizde henüz girmedi. Giriş tarihini bilmiyorum ama umarım girer çünkü filmleri sinemada izlemeye bayılıyorum. Margot Robbie'nin de bu filmde harika bir iş çıkardığını hem fragmandan hem de şu ana kadar aldığı bir sürü ödülden anlayabilirsiniz. Oscar alacak diye yorumlar okusum da filmi izlemeden bu konuda heyecanlanmak istemiyorum. Margot Robbie çok sevdiğim oyunculardan birisi ve Oscar almasını çok fazla isterim.
2017'ye 'fangirl' tarafımdan bakış bu şekildeydi. Daha bir sürü film izledim ama düşündüğümde aklıma neredeyse hiç gelmedi. Yazı yazarken her şey siliniyor denebilir.
Sizlerin 2017 için favorileri nelerdi? Yorumlara yazarsanız çok sevinirim. Herkese tam da hayalini kurduğu gibi bir yıl geçirmesini diliyorum! Başka bir yazıdan görüşmek üzere!
Yazıda bahsettiğim kitapların yorum linkleri. Üstlerine tıklayarak okuyabilirsiniz.



Yorumlar

  1. Stefan Zweig gerçekten çok popüler oldu. Hak ediyor zaten. Ben yazarın Korku ve Yakıcı Sır kitaplarını da çok severim. Yeni yılda onlara öncelik verebilirsin.

    Friends hayatımda izlediğim en iyi komedi dizilerinden. Dizi bitince boşluğa düşüyorsun. eğer İngiliz komedilerini seversen Coupling'i öneririm. İlk birkaç bölümde alıştıktan sonra kahkahalar atarak izleyeceksin.

    Mutlu seneler :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korku sanırım Stefan Zweig okumaya başladığımdan beri listemde bir türlü alamadım ne yazık ki. Umarım yeni yılda okuyabilirim. Yakıcı Sır'ı da mutlaka listeme dahil edeceğim.
      Friends bittiğinden beri ciddi bir boşluktayım, acaba How I Met Your Mother'ı tekrar izlesem mi diye de düşündüm ama pek de aynı tadı vermez gibi geliyor. Coupling'e mutlaka göz atacağım, teşekkür ederim :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı