İzmir Kitap Fuarı #2016

Herkese yeniden merhaba! Bugün sizlerle bu seneki İzmir Kitap Fuarı'nda aldıklarımı paylaşacağım. Yazının biraz -hatta bayağı- geç gelmesinin sebebi ise kabul ediyorum benim ihmalkarlığım. Çünkü ben bu ana kadar kitap fuarı ile ilgili bir yazı paylaştığımı düşünüyordum. Tam bir rezillik!
Gelelim fuara! Bu seneki fuar gerçekten çok güzel geçti. Fuara okul arkadaşım İlayda'yla okul çıkışında gittik. Bu sene ikimizde pek fazla çıldırmadan çok istediğimiz kitapları alıp çıkacaktık. İşte sınav senemiz, artık test çözüyoruz zaten kitap okuyamayız falan modunda fuara gittik. Sonuç, 'Ellerim ağrıyor artık eve gidelim!' oldu. Elimizde yetmiş bin torba, Alsancak sokaklarında metroya yürüdük. Ama değdi mi, ziyadesiyle değdi. Çok güzel kitaplarımız oldu.
İlk olarak fuara girdiğim anda aldığım Hayat Kitabı ile başlamak istiyorum. Blogumu takip edenler, postları okuyanlar bilirler ki en sevdiğim serilerden birisi -hatta en sevdiğim seri bile olabilir- Ruhlar Üçlemesidir. Cadıların Keşfi ve Gecenin Gölgesi beni çok fazla etkilemişti (Yorumlarına blogdan ulaşabilirsiniz!) Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyordum ama bir türlü kitabı alamadım.
İnternetten sipariş edeceğim zaman stok dışı oldu. D&R veya kitapçılara gittiğimde kalmamıştı falan. En sonunda 'kitap fuarından alayım ya zaten yaklaştı' diyerek arama çalışmalarıma son verdim. Neyse, ben Hayat Kitabı'nı okudum bitirdim, arkadaşlar. Hatta bugün bilgisayar başına onun yorumunu yazmak için oturmuştum. Kitap mükemmeldi. Hani daha başka bir final olabilir miydi? Gümbür gümbür olurdu ama Harkness'ın diğer kitaplarda sergilediği anlatım ve duruş düşünülürse, yazabileceği en iyi finali yazmış diyebilirim.
Pegasus'tan aldıklarımla devam edelim; Çevrimiçi Kız Turnede! Çevrimiçi Kız'ı çok fazla seviyordum. Hani aşırı tatlı bir hikaye ve sizi alıp bambaşka diyarlara götürüyor. Günümüz peri masalı denebilir. İkinci kitapta ilkinden farksız değildi. Aynı masal devam ediyordu. Evet, ben Çevrimiçi Kız Turnede'yi de bitirdim.
Çevrimiçi Kız'ın yorumunu da en kısa zamanda paylaşacağım ama şunu söylemeden bitirmeyeyim ilk kitabı orta derecede bile sevdiyseniz bence ÇK Turnede'den uzak durun. Kitabın büyük hayranlarından değilseniz ÇK Turnede olanlar size biraz fazla masal gelebilir ve hoşunuza gitmez diye düşünüyorum.
Aldığım bir diğer kitap ise Şebnem Burcuoğlu'ndan Şekerfare. Ben, Kocan Kadar Konuş'un her iki kitabına da bayılan bir insanım. Şebnem Burcuoğlu'nun anlatım tarzını, komik üslubunu çok seviyorum. Şekerfare'nin konusunu okuduğumda da yine Kocan Kadar Konuş gibi hoşuma giden ve beni güldüren bir kitap olacağını düşündüm. Şekerfare'nin de birazını okudum ama kitap henüz bitmedi. Yine de ilk sayfalarında da beni güldüren bir kitap oldu diyebilirim.
Ve fuardaki belki de en iyi indirime sahip yayınevine geliyoruz! Parodi Yayınları! Parodi'den Ateş Çemberi ve Karanlığın İçinden'i aldım. Aslında amacım Ateş Çemberini almaktı çünkü ben daha Buz Kapanını bile okumadım. Ama Parodi yayınlarında benimle ilgilenen bir kadın vardı ve çok tatlıydı. Karanlığın İçinden'den bahsederken feels geçirdi diyebilirim. Elbette böyle feels geçirilecek bir kitap olduğunu anlayınca Karanlığın İçinden'i bırakıp dönemezdim!
Bu arada hangi seriden bahsettiğimi anlamadıysanız hemen açıklayayım; Karanlık Zihinler'den bahsediyorum! Karanlık Zihinler, Buz Kapanı ve Ateş Çemberi serinin üç kitabı ve Karanlığın İçinden'de yazarın yazdığı öykülerden oluşuyor. Ben fuarla birlikte seriyi tamamlamış oldum. Ama hala daha Buz Kapanını okumadım. Bu konuda kendime ziyadesiyle kızıyorum.

Ve fuarın yıldızlarına gelelim; çizgi romanlar *alkış sesleri*! Ciddi anlamda hiçbir şekilde çizgi roman alacağımı düşünmüyordum. Hiç böyle bir planım yoktu. Ama İlayda'yla birlikte kendimizi bir anda Gerekli Şeyler ve Marmara Çizgi stantlarında bulduk. Ve ben fuardan hiç planlamadığım bir şekilde iki çizgi romanla çıktım.
Şunu söylemem gerekiyor ki Marmara Çizgi bana hayatımın en eğlenceli ve komik anlarını yaşattı. Hani yorgunluktan ölüyoruz, fuar sıcak, elimizde yetmiş bin torba ama orada yarım saate yakın ayakta durup oradaki insanlarla konuşmak ve eğlenmek paha biçilemezdi. Gerçekten çok güzeldi, bunu eklemezsem çok eksik bir yazı olurdu.

Bütün süper kahramanları dahil ederek söylüyorum ki hiçbirini Spider-Man kadar sevmiyorum. Yani net bir şekilde çocukluğum Spider-Man ile geçti ve inanılmaz seviyorum. Andrew Garfield'ın Spider-Man olarak iki tane filminin olması ise benim için zirveydi diyebilirim. Tobey Maguire zaten efsane hani onun için söyleyecek bir şeyim yok. Ama... Yeni Spider-Man Tom Holland oldu ve açıkçası pek sevinememiştim, ilk duyduğumda. Çünkü Andrew benim için zirveydi ve ondan bu kadar erken ayrılmak pek sevindirici değil. Ama dün Civil War'a gittik. Tom Holland efsaneydi! Bütün ön yargılarımı yıktı. Kendini çok sevdirdi. Ve bir sonraki Spider-Man filmi için sabırsızlandırdı. (Civil War hakkında bir şey söylemek istemiyorum çünkü konuşmaya başlarsam asla susamam ve sanırım kimse Civil War'u spoilerlı izlemek istemez. Ama şunu bilin ki EFSANEYDİ!)
Benim aldığım kitaplar bu kadar. Bir de üç dört tane test kitabı aldım. YGS-LYS'ye hazırlanmak böyle bir şey işte. Aklınız her zaman test kitabı satan stantlarda oluyor.
Evet, bu yazıyı sonunda yazıp, yayınlamak beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam. Yaşasın!
Kitap yorumlarım ve başka içerikler için takip etmeyi unutmayın lütfen! Başka bir yazıda görüşmek üzere!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı