Acelya'nın Kitapları

Herkese merhabalar! Taylor Jenkins Reid, çoğumuzun hayatına -muhtemelen- Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası kitabı ile girmiştir. Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası hem 2020 hem de tüm zamanlar favorilerime giren bir kitaptı. Her detayını çok sevdiğim ve sık sık düşündüğüm nadir kitaplardan birisidir. Yazarla da müthiş bir başlangıç yapmıştım. Taylor Jenkins Reid, inanılmaz bir üsluba sahipti. Evelyn Hugo'nun yaşamını okumadıysanız ve daha detaylı fikre ihtiyacınız varsa  tıklayıp yorumumu okuyabilirsiniz. Taylor Jenkins Reid'i bu kadar sevmişken Türkçeye çevrilmiş bir diğer kitabını okumadan rahat edemezdim. Daisy Jones ve The Six çıkalı bayağı zaman geçti aslında; çıktığı gibi sipariş edip okumadım. Bunun en önemli sebebi kitabın klasik roman akışı şeklinde ilerlememesidir. Kitap, isminde geçen Daisy Jones ve The Six grubu üyelerinin ve yaşanan olaylara tanıklık etmiş isimlerin röportajlarından oluşuyor. Yani neredeyse her paragrafta farklı bir karakter konuşuyor. Bunu okumanın key

Herkese yeniden merhabalar! Bu ayı yanlışlıkla SJM okuma ayı ilan ettim sanırım. Bu ay kendisinden okuduğum ikinci kitap. Ve iki kitaba karşı hissettiklerim birbirinin tam zıddı.  Gölgeler Kraliçesi, Cam Şato serisinin dördüncü kitabı ve tahmin edeceğiniz üzere ilk üç kitabı henüz okumayanlar için spoilerlar içeren bir yorum olacak :) Gölgeler Kraliçesi, Aelin'ın yeniden Rifthold'a dönmesi ile başlıyor. Tabii neredeyse 660 sayfalık bir kitaptan bahsediyoruz, daha neler neler oluyor okuduğunuzda göreceksiniz. Cam Şato serisinin ilk üç kitabının yorumunu yakın zamanda paylaşmıştım. İlk iki kitabı çok sevmesem de üçüncü kitapla seriye tamamen bağlanmıştım. Gölgeler Kraliçesi bu bağlılığı daha da güçlendirdi diyebilirim. Kitaba kelimenin tam anlamıyla aşık oldum. Her sayfası olaylı, beni şaşırtan, güldüren ve aşık eden detaylarla doluydu. Her sayfasını inanılmaz bir keyifle okudum. Aelin'a karşı Ateşin Varisi'nde biraz nötrdüm çünkü tamamen anlayabildiğim bir karakter değil

Herkese yeniden merhaba! Bugün çok ama çok tatlı, içinizi ısıtacak bir kitaptan bahsedeceğim.  Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi, adından da anlaşılacağı üzere Josh ve Hazel ismindeki karakterlerimizin birbirlerine karşı bir çekim hissetmelerine rağmen arkadaş olmaya çalışmaları hakkında. Ana karakterimiz Hazel oldukça çılgın biraz da ilginç bir üçüncü sınıf öğretmeni; kitabı eğlenceli kılan da Hazel'ın çılgın ve hafif patavatsız kişiliğiydi zaten. Olmayacak zamanda kurduğu cümleleri falan beni gülme krizine soktu diyebilirim. Kitabımız oldukça ince, 255 sayfa. Bir oturuşta bitirilecek bir kitap. Zaten okumaya başladığınızda elinizden bırakamayacaksınız o yüzden bir günde bitireceğim diye bir challenge başlatmanıza gerek de kalmıyor, kitap akıp gidiyor. Çok fazla romantik kitap okumuyorum. Genelde fantastik kitaplara harmanlanmış romantizm okuyorum. Bu kitapta aslında okumak istediklerim listemde yoktu. Ama Amazon'da yüzde elli indirimde gördüğümde ve Goodreads puanın

Herkese yeniden merhaba! Dikenler ve Güller Sarayı serisi okuduğum ilk andan itibaren favori fantastik serilerimden birisi olmuştur. Hatta en sevdiğim olduğunu bile söyleyebilirim. Özellikle ikinci kitap Sis ve Öfke Sarayı benim en sevdiğim kitaplar arasında diyebilirim. Aşkı, aileyi, fedakarlığı ve iyileşmeyi Sis ve Öfke Sarayı kadar iyi anlatan bir kitap şu ana kadar okumadım. Bugünkü kitabımız Gümüş Alevler Sarayı, bu serinin son çıkan kitabı. Serinin ilk üç kitabı Feyre'nin bakış açısından ve onun hayatına odaklanmış bir şekilde ilerliyordu. Ancak Gümüş Alevler Sarayı ile birlikte serinin devam kitapları farklı karakterlere odaklanarak ilerleyecek. Bu kitabımız Nesta ve Cassian hakkında. Nesta, Feyre'nin kız kardeşi ve son savaştan sonra dağılmış vaziyette. Ailesine tamamiyle sırt çevirmiş durumda. Ancak ailesi onun için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kitabımız Nesta'nın eğitim sürecini, gücünü keşfetmesini, tanıştığı yeni insanlar ve Cassian ile olan ilişkisini anlatıyo

Herkese yeniden merhaba! Bugün size bahsedeceğim kitap benim için yılın en güzel kitaplardan birisi.  Sadece Rüzgar Bilir, en sevdiğim kitaplardan biri olan Tersyüz'ün yazarı Amy Harmon'ın son çevrilen kitabı. Yazardan ve fikirlerine çok güvendiğim insanların yorumlarından dolayı çok ama çok heyecanlı olduğum bir kitaptı. Beğeneceğimden çok emindim. Ama ben bile bu kadar beğenmeyi tahmin etmemiştim. Kitabımız, Anne'in onu yetiştiren büyükbabasının vefat etmesiyle başlıyor. Anne, büyükbabasının son dileğini gerçekleştirmek için bütün çocukluğu boyunca hikayeler dinlediği ama hiç ziyaret etmediği İrlanda'ya gidiyor. Ve burada hayatı tamamen değişiyor. Çünkü 1921 yılına zaman yolculuğu yapıyor. Anne, büyük büyükannesine fiziksel olarak çok benzeyen bir kadın ve zaman yolculuğu yaptığında da onu gerçekten 1921'in Anne'i sanıyorlar. Kitabı okumadan önce bu konuyu okuduğumda içim kıpır kıpır olmuş ve kitabı hemen alışveriş sepetime eklemiştim. Amy Harmon duyguları çok

Herkese yeniden merhaba! 2021'e kitap okuma performansım hakkında çok umutlu başlamıştım ama yine bir şeyler okumama engel oldu. Okul ile ilgili işlerim, ödevlerim ve bitmek bilmeyen reading slumpım yüzünden istediğim gibi okumaya ancak temmuz ayında başlayabildim. Sizlerle bugün en sevdiğim yazarlardan Sarah J Maas'ın okumakta çok geç kaldığım Cam Şato serisi hakkında konuşacağım. Cam Şato her zaman herkesin çok önerdiği, çok göz önünde olan bir seriydi. Ama ilk çevrildiği zaman hem berbat ötesi kapaklara sahipti hem de -eğer yanlış hatırlamıyorsam- DEX üçüncü kitaptan sonrasını çevirmeyecekti. Bu yüzden de hiç başlamak istememiştim. Ancak şimdi mükemmel kapaklara sahip ve Sarah J Maas sevgim çok büyük. İlk kitaba resmen seriyi sevmek için başladım diyebilirim. Cam Şato, Adarlan Suikastçısı unvanıyla da bilinen Celaena Sardothien'in Adarlan Kralı için bir turnuvaya katılması ile başlıyor. Celaena eğer bu turnuvayı başarıyla tamamlarsa kralın yaveri olarak sarayda kalacak v

Herkese yeniden merhabalar! 2021 blog yazılarına oldukça geç bir başlangıç yapıyorum. Çünkü istediğim gibi okuyamıyorum, okuduklarımla ilgili bir yazı yazacak enerjiyi kendimde bulamıyorum. Bu durum canımı cidden çok sıkıyor ve bu 17 günlük tam kapanma sürecinde bir iki kitap bitirebilmeyi hedefliyorum.  2021'de bitirdiğim ilk kitap 22/11/63 değil ama kesinlikle yılın favori kitaplarından birisi. King, daha önce okumadığım ama 2020 sonu gibi nereden başlasam diye araştırma yapmaya başladığım bir yazardı. Öneriler çok farklılık göstermiyor aslında. Genellikle Hayvan Mezarlığı başı çeken kitaptı. Evet, o kadar araştırma yapıp, bu araştırmaların sonucunu göz ardı ederek ben devasa bir kitap olan 22/11/63'ü okuyarak King ile tanıştım. 22/11/63 benim açımdan en doğru seçimdi. Çünkü tarihe çok meraklı birisiyim ve JFK Suikasti oldukça ilgimi çeken bir olay. Hem de 22/11/63'ün mini dizisini izlediğim için konuya bir aşinalığım var. Kitabın oldukça ağır ve beni yoran bir okuma olac

Herkese yeniden merhaba! Yetişkinlerin Yalan Hayatı, aslında 2020'nin son kitabıydı ancak yorumunu yazmaya ancak fırsat bulabiliyorum. Elena Ferrante, 2020'de binlerce kez söz ettiğim Napoli Romanları serisi ile tanıştığım bir yazardı. Hikaye anlatış biçimine hayran kaldığım yazarlardan birisi kendisi. Ve ' alışveriş listesi yazsa okurum ' listeme dahil edebileceğim yazarlardan olmuştu, seriyi bitirdikten sonra. Yetişkinlerin Yalan Hayatı da açıkçası konusuna bakmadan, yazarı için satın aldığım bir kitaptı. Neyse ki yazarla ilgili düşüncelerimi pek de etkilemedi kitap. Yetişkinlerin Yalan Hayatı'nda ana karakterimiz Giovanna bizi karşılıyor. Giovanna, Napoli'de ayrıcalıklı bir çocukluk yaşıyor, ailesiyle arası oldukça iyi ama yavaş yavaş ergenlik sorunları başlıyor. Bu sorunlarla beraber ailesiyle ilgili bilmedikleri gün yüzüne çıkıyor ve biz de Giovanna'ya ailesiyle ilgili araştırmalar yaparken eşlik ediyoruz. Kitabı genel olarak beğenmediğimi söyleyerek ba

Herkese yılın ilk gününden merhabalar! 2021 umarım hepimiz için sağlık dolu, mutlu, huzur dolu, gönlümüzce dışarı çıkıp gezebildiğimiz, sevdiklerimize sarılabildiğimiz ve daha özgür hissedebileceğimiz bir yıl olur. 2020 oldukça zorlayıcı bir yıldı. Corona virüsün hayatımıza girmesi, bir anda evlere kapanmamız, uzaktan eğitimin başlaması, belirsizlik, korku ve endişe dolu bir yıldı. Elbette yeni bir yıla girmemizle bunların hepsini bir anda arkamızda bırakacak değiliz ama yeni bir yılın insanın içine umut doldurduğu büyük bir gerçek.  Yıl, bu denli zorlayıcı olsa da kitaplar anlamında uzun zamandır bu kadar verimli geçirdiğim bir sene olmamıştı. Bu yılki okuma hedefim, 36 kitaptı. Her ay üç kitap okurum diye düşünerek, minimum hedef olarak bu sayıyı belirlemiştim. Bir noktaya kadar iyi gidiyordum, hedefimi bayağı aşacağımı öngörmüştüm ama okulumun başlaması ve İzmir depremi sonrası okuma hızımı oldukça kaybettim. Ve yılı 38 kitap okuyarak bitirdim. Northanger Manastırı, Gemina ve Obsid