Sadece Rüzgar Bilir Amy Harmon | Kitap Yorumum

Herkese yeniden merhaba! Bugün size bahsedeceğim kitap benim için yılın en güzel kitaplardan birisi. 

Sadece Rüzgar Bilir, en sevdiğim kitaplardan biri olan Tersyüz'ün yazarı Amy Harmon'ın son çevrilen kitabı. Yazardan ve fikirlerine çok güvendiğim insanların yorumlarından dolayı çok ama çok heyecanlı olduğum bir kitaptı. Beğeneceğimden çok emindim. Ama ben bile bu kadar beğenmeyi tahmin etmemiştim.

Kitabımız, Anne'in onu yetiştiren büyükbabasının vefat etmesiyle başlıyor. Anne, büyükbabasının son dileğini gerçekleştirmek için bütün çocukluğu boyunca hikayeler dinlediği ama hiç ziyaret etmediği İrlanda'ya gidiyor. Ve burada hayatı tamamen değişiyor. Çünkü 1921 yılına zaman yolculuğu yapıyor. Anne, büyük büyükannesine fiziksel olarak çok benzeyen bir kadın ve zaman yolculuğu yaptığında da onu gerçekten 1921'in Anne'i sanıyorlar. Kitabı okumadan önce bu konuyu okuduğumda içim kıpır kıpır olmuş ve kitabı hemen alışveriş sepetime eklemiştim.

Amy Harmon duyguları çok başarılı yazabilen bir yazar. Bundan kastım şu: karakterlerin duygularını gerçekten tam kalbimde hissediyorum. Karakterler söyledikleriyle ve yazarın anlattıklarıyla o hisleri bana da yaşatıyorlar. Bir de kitabı elimden bıraktığımda gerçekten İrlanda'dan İzmir'e döndüğümü hissediyorum. Bu iki hissi her yazar bana yaşatamıyor. Evet çok sürükleyici, beni içine çeken hikayeler okuyorum ama yukarıda bahsettiklerimi çok nadir yaşıyorum. Ve bunları hissettiğim kitaplar da kitaplığım ve kalbimin apayrı bir yerinde oluyorlar. Sadece Rüzgar Bilir'e bayılmamın nedenlerinden en önemlileri bunlardı.

Sadece Rüzgar Bilir, çok güzel bir aşk ve aile kavramını çok naif bir şekilde işleyen bir kitaptı. Anne ve Thomas'ın aşkı çok güzeldi. Uzun zamandır böyle bir aşk okumamıştım. Genelde fantastik kitaplardaki aşkları okuyorum çünkü ana teması aşk olan kitaplar bana fazla idealize edilmiş geliyor. Ama bu kitap kesinlikle öyle değildi. Müthiş bir aşktı. Ayrıca aile kavramının işlenişini de çok beğendim. Zaten kitabın sonunda da ağlatan nokta aşk ve ailenin gelişme bölümünde bu kadar kalbe dokunacak şekilde işlenmesiydi.

Kitabı sevmemin bir diğer nedeni de güzel bir tarih kitabı olmasıydı. İrlanda tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sadece İrlanda temalı birkaç film izledim, onlar da tarihi filmler değildi. Sadece Rüzgar Bilir didaktik olmayan bir şekilde İrlanda tarihi hakkında güzel noktalara da değiniyor, İrlandalıların isyan ve özgürlük hakkındaki düşüncelerini, halkın bilincini ve bir devrimcinin de hislerini çok güzel yansıtıyor. Kitapta İrlanda bağımsızlık mücadelesinin önemli isimlerinden Michael Collins büyük yer kaplıyor. Tarihle ilgili olan kısımları da çok sevdim. 

Çok fazla tarih dedim diye gözünüz korkmasın. Çünkü benim birazcık korkmuştu. Ama çok tadındaydı tarih kısımları. Ne ana karakterlerimizin önüne geçti ne de geri planda kaldı.

Sadece Rüzgar Bilir çok hızlı okuyacağınız bir kitap; iki günde bitirdim çünkü elimden bırakamadım. Sizi çok fazla şaşırtacak, çok şey öğretecek ve kesinlikle çok ağlatacak. Kitaplarda çok nadir ağlayan birisiyim. Ama Sadece Rüzgar Bilir'in hemen hemen son yüz sayfasını ağlayarak okudum. Ve kitabı bitirdiğimden beri sonunu düşünüyorum. Kendim yazsam aynen böyle yazardım. Hiçbir detayını değiştirmek istemeyeceğim, 'Ya keşke bu da olmasaydı' dediğim tek bir satırı olmayan bir kitaptı.

Sadece Rüzgar Bilir hakkında spoiler vermeden daha ne söyleyebilirim bilmiyorum. İçinde her şeyin bulunduğu kitaplardan. Aşk, aile, tarih, acı, mutluluk, şiirsel bir anlatım... Herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü seveceğiniz mutlaka bir şey olacaktır. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim Anne ve Thomas'ın aşkında kalbi erimeyecek birisi olacağını sanmam.

Eğer bu kadar övgüm hala kitap hakkında sizi heyecanlandırmadıysa ya da merak uyandırmadıysa aşağıya birkaç alıntı bırakacağım. Lütfen onlara da göz atın.

2021'de okuduğum en güzel kitaplardan birisi Sadece Rüzgar Bilir'di. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım kitaba karşı ilgi duymanızı sağlayabilmişimdir. Başka bir yazıda görüşmek üzere :)

****

- "Sahil boyunca uzanan, birbirinden farksız kum tanecikleri kadar çoktuk. Doğuyor, yaşıyor ve ölüyorduk. Bu döngü sürüp gidiyordu. Bir sürü hayat yaşanıyordu. Ve öldüğümüzde yitip gidiyorduk. Birkaç nesil geçip gidiyordu. Ve hiç kimse doğduğumuzu bile anımsamıyordu. Hiç kimse göz rengimizi ya da içimizi kasıp kavuran tutkularımızı hatırlamıyordu. Er ya da geç hepimiz çimler arasında bir taş, yosun kaplı bir mezar taşı oluyorduk..."

- "Dünyanın yükünü omuzlarında taşırsan olacağı budur; bazen pusulayı şaşırırsın."

- "Çok hızlı, çok yoğun ve tam anlamıyla aşık oldum. Aşkın gözü kör olduğu için değil... aşkın gözü kör olmadığı için. Aşkın gözü kör değil, kendisi kör edici. Göz kamaştırıcı."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum