Üniversite Sınavı Tecrübem + Kitap Dağıtmak

Herkese yeniden merhaba! Daha önceki kitap yorumlarında bahsettiğim üzere bu sene üniversite sınavına hazırlanmıştım. Artık bütün sonuçlarım açıklandı ve üniversite kaydımı da yaptırdığıma göre, bir şeylerden bahsetmek ve bu süreçte yaşadıklarımı bu yazıyla kalıcı hale getirmek istedim.

Öncelikle bu sene benim mezun senemdi. İlk yılımda istediğim sıralamayı elde edemediğim için ve ikinci yılımda daha başarılı olacağımı düşündüğüm için bir sene daha hazırlanmaya karar verdim. Lisede sayısal öğrencisiydim ve her ne kadar mezun senemde eşit ağırlıktan hazırlanmaya karar versem de sayısal derslerimin hepsini çok sever çalıştım ve lisede sayısal seçtiğim için hiç pişman olmadım. Ama artık daha yerli yerinde fikirlerim vardı ve hayatımda yapmak istediğim mesleğin sayısalda olmadığı konusunda karar kıldım. 

Mezun senem her açıdan güzel geçti diyebilirim. Okul olmadığı için ders çalışmak daha rahattı ve günlük olarak istediğim verimi alabiliyordum. En büyük korkum, belki şaşırtıcı olacak ama coğrafyaydı. Çünkü lise bir ve ikide coğrafyam pek parlak değildi. Neyse ki dershanemde harika bir coğrafya hocam vardı. Onun sayesinde coğrafyayla hiçbir sorunum kalmadı hatta üstüne üstlük coğrafyayı çok sevdim. Sınavda da hiç yanlış yapmadığımı gururla söyleyebilirim :)

Eşit ağırlık öğrencilerinin en uğraş verdiği ders edebiyattır hiç kuşkusuz. Birçok eser yazar ezberlenmesi, hatta bununla da kalmayıp belli başlı romanların konularını, karakterlerini bilmek gerekiyordu. Bu soruları bilmem gereken kitapları okuma şansım olsa kesinlikle daha rahat ve kendime daha çok güvenerek yapardım. Ama sınav senemde ne yazık ki böyle bir şansım olamazdı o yüzden yalnızca özetleri okumakla yetinmiştim. Eğer bu yazıyı okuyan daha lisede eşit ağırlık öğrencileri varsa kesinlikle kitapları okumalarını önerebilirim. Edebiyat, bu konu bilme kısmı dışında çok çok zorlamadı. Not çıkardığım sürece ezber yapmam kolay olmuştu. Ama sınava hazırlananlar şunu unutmamalı ki edebiyat biraz nankör bir ders. Bir gün saatlerinizi verip konuyu çalışıp, not çıkartıp üzerine bir sürü test çözüp orada bırakamazsınız. Yapmanız gereken edebiyatı günlere bölmek olmalı. Bu sayede daha kalıcı bir şekilde öğrenebilirsiniz. En azından bende bu şekilde sağlıklı sonuçlar verdi.

Matematikte ise benim için hiçbir zaman büyük bir sorun olmamıştı. Sanırım en önemli şey seviyenizi doğru tespit edip ona göre soru çözmek. 

Sınava gelecek olursam. Kesinlikle umduğum ve sene içinde yaptığım netlerden çok alakasız bir sonuç geldi. Bunu bu sene sınava giren çoğu kişiden duymuş olmalısınız. Beklenilenin oldukça ötesinde bir sınavdı. İkinci basamağın matematiği neye uğradığımı şaşırttı. İlk basamak geçen seneyi bildiğim için çok zor değildi. Sınav bittiğinde, sonuç açıklandığı zaman hüsrana uğrayacağımdan emin olmuştum. Ama öyle olmadı. Benim beklediğimden daha iyi geldi sonucum. Eşit ağırlıkta 37k ve sözelde de 18k yaptım.

Tercih dönemi galiba sınava hazırlanma sürecinden daha zor ve stresli geçti. Çünkü elde net bir veri yok. Geçen seneki sonuçlara göre tahmini bir şeyler yapılacaktı ve çok sürpriz sonuçlar gelebilirdi. Bu senenin başından beri hayalim hukuk okumaktı ve elbette listemin en başına İzmir'deki bütün Hukuk Fakültelerini yazdım; sıralamaları benim çok çok üzerimde olsa da. Ayrıca olma ihtimali daha yüksek bazı şehirleri de listeme ekledim. Olma ihtimali en yükseklerden birisi şehir dışıydı ve kendimi buna adapte etmeye çalışıyordum. Listede yalnızca hukukla sınırlı kalmadım. İzmirde psikoloji, işletme ve en sona da psikolojik danışma ve rehberlik bölümünü  yazdım. Ama hukuktan sonraki kısımda pek de sağlık düşünerek yazmadığımı söyleyebilirim. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu da 31 Ağustos'un ilk saatlerinde, yerleştirme sonucum açıklandığında anladım. 

O gece gerçekten berbattı. Sıralamam açıklandığında bu kadar üzülmediğimi net bir şekilde söyleyebilirim. Dokuz Eylül Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümüne yerleştim. Hala inanamıyorum. Bölüm kötü olduğundan böyle düşünmüyorum. Bölüm gerçekten güzel ve Dokuz Eylül'de olmak harika. Ama planladığımın çok ötesinde, en sona bir hocamın son dakika önerisiyle eklediğim ve abartmıyorum tam olarak bölüm tanımından bile bihaber olduğum bir bölüme yerleştim. O yüzden tercihlerinizi çok dikkatli yapın; çok çok dikkatli.

Tabii ilk şokun ardından büyük bir ağlama geldi. O gece doğru düzgün uyuyamadım zaten. Sonucumu asla kabullenemiyordum. Ama üzerinden belli bir süre geçtiğinde böyle olması gerektiğini ve kötü bir üniversitede, kötü bir bölümde olmadığımı kendime sürekli hatırlatarak bölümümü kabullendim. Sınav senem acısıyla tatlısıyla bitmişti ve sanırım en önemlisi bu. Artık yeni bir sayfa açma zamanı. Derslerimi ve okulun sitesini inceledikçe -bunu tercihten önce yapmalısınız tabii- bölüm az da olsa ilgimi çekti. Dersler başlayıp biraz yoğunluğum arttığında da hayal kırıklığımı ve üzüntümü hissetmemek kolaylaşacak.

Gelelim bu yazıyı yazmamın asıl sebebine: Sınav senesinde biliyorsunuz çok fazla kitap alınır ve bitenler kadar yarım kalanlarda olur. Elimde birçok yarım, çok az çözülmüş kitaplar var. Çevremde sınava hazırlanacak birkaç kişi var ve kitapların bazılarını onlara vereceğim ama yine elimde kalanlar olacak. Bu yüzden eğer matematik ve türkçe denemeleri, matematik ve geometri soru bankası, paragraf soru bankası, edebiyat konu anlatımı ve soru bankası ve genel deneme istiyorsanız lütfen benimle iletişime geçin. Mail adresimi yazının en altına bırakıyor olacağım. 

Üniversite sınavı tecrübem az çok böyleydi. Tabii ki bu buz dağının ancak görünen kısmı olabilir. Beni yepyeni ve daha büyük bir tecrübe bekliyor. Üniversite için heyecanlıyım. 

Eğer sınava hazırlanacaksanız size tek bir önerim olacak: hedefinizi belirleyin. O masaya oturup ders çalışmak için büyük bir istekle bağlı olduğunuz bir hayaliniz, hedefiniz olsun. Ayrıca kendinizi nasıl motive edeceğinizi erken keşfetmeye bakın. Bu özellikle bahar aylarında işinize çok yarayacak. Yetişmeyecek diye de stres yapmamaya çalışın. Biliyorum bu çok zor, ben de çok stres yaptım ama emin olun masaya oturmaya devam ettiğiniz sürece ve bir kez temponuzu oturttuktan sonra yetiştirmemeniz için hiçbir neden yok. 

Bu sene üniversiteye yerleştiyseniz bana yorumlarda neresi olduğunu haber vermeyi unutmayın. Belki de aynı bölümde veya üniversitedeyizdir. Ayrıca kitap önerisi tarzında bir şeyler yazmamı isterseniz aynı şekilde mail atabilir ya da yorumlara yazabilirsiniz.

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Başka yazılarda görüşmek üzere! 

İletişime geçebileceğiniz mail adresim: acelya.sogut@outlook.com

Yorumlar

  1. Başarılarının daim olmasını dilerim sevgili Açelya. Konuyla birebir alakam olmamasına rağmen, yazını özenle okudum. Samimiyetin, içtenliğin ve arkadaşlarına desteğin için öncelikle teşekkür ederim. Bilhassa edebiyat sorularını çözmek için kitap okumaları gerektiğini hatırlatman yerinde olmuş. Hayallerine er geç ulaşman temennilerimle, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle güzel bir yorum yazdığınız ve güzel temennileriniz için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz :)

      Sil
  2. Öncelikle tebrik ederim. Umarım bundan sonraki eğitim hayatınız gönlünüzden geçtiği gibi olur ve başarılarınız katlanarak devam eder. :)
    Tüm bunlar bir yana insan çabaladığı şeyler için istemediği karşılıkları alınca hakikaten o kabullenemeyişi ve moral bozukluğunu çok derinden yaşıyor. Özellikle bu konu eğitim olunca ister istemez kendine yediremiyor. Ama öte yandan lisans eğitimi dediğimiz olay kişinin kendini geliştirebilmesinin en son sınırı değil ve bu eğitim süresince öğrenilenler lisans sonrasıyla karşılaştırılınca devede kulak kalıyor. O sebeple yatkınlığınızın olduğu, sonrasında kendinizi dilediğiniz şekilde geliştirebileceğiniz bir alanda ve iyi bir okulda okumak bazen bölümün kendisinden bile önemli olabiliyor. Buna benzer duyguları ben de yaşadığım için sizi anlayabiliyorum. Hiçbir şey insanın kendisinden önemli değil. Bazen karşımıza çıkanları başta kötü diye yaftalıyoruz ama sonrasında anlıyoruz ki gerçekten yaşanmış olmaları gerekiyormuş.
    Güzel yazı için teşekkürler. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hissettiklerimi daha iyi anlatamayacağımdan eminim :) Güzel taraflarını görmeye odaklanıp kendimi geliştireceğim; olması gereken bu şekildeymiş. Bu güzel yorum için ne kadar teşekkür etsem az, sevgiler :)

      Sil
  3. En sona öylesine yazdığın bölümü kazanman üzücü olmuş ama dediğin gibi okula başlayınca bölümü ve dersleri sevebilirsin. Üniversiten zaten çok güzel.

    Başarılı ve mutlu bir üniversite hayatı diliyorum :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bölüme alışacak ve seveceğim. Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  4. Merhabalar tebrik ederim öncelikle. PDR bundan çok değil 4-5 sene önce yani benim okuduğum dönemlerde hukukla eş değer puanlıydı. Tabi zaman içinde kontenjanı artınca ve eskisi kadar çok alım olmayınca ister istemez pdr ye rağbet azaldı. Ama ben yine de olanaklar ve imkanlar dahilinde oldukça iyi bir secenek olduğunu düşünüyorum.

    Meslek seçiminde önemli olan kriterler;kişilik özellikleri, ilgi, yetenek, değerlerdir. Eğer bu bağlamda istediklerinizi karşılayan bi bölümse pdr hiç keşkelere girmeyin gönlünüzce olsun her şey ^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle çok teşekkür ederim. Bölüme girdikçe ve biraz araştırma yaptıkça mezun olduktan sonra oldukça geniş ve farklı dallarda çalışma imkanımın olduğunu görmek beni fazlasıyla sevindirdi doğrusu. Umarım ilerleyen yıllarda da bölümü ve dersleri daha çok seveceğim :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı