Taht Oyunları / George R. R. Martin Kitap Yorumu (Buz ve Ateşin Şarkısı #1)


Herkese yeniden merhaba! Bugün Taht Oyunları hakkında konuşuyoruz. Ben bu yazı için çok heyecanlıyım çünkü yazmak istediğim çok fazla şey var.

Taht Oyunları'nın eminim ki dizisini duymuşsunuzdur. Geçtiğimiz aylarda final sezonu yayınlandı ve gerek sezonun berbatlığı gerek kitap serisinin hala bitmemiş oluşuyla gerek sahne hatalarıyla gündemi bayağı meşgul etti. Dizinin yalnızca son sezonunu güncel olarak takip ettim. Aslında altıncı sezon öncesinde izlemeye başlamıştım ama sezon başlamış ve ben hala dördüncü sezonda takılmışken devam etmemiştim. Yani diziyi yedinci sezonun tamamını bilerek izledim ve emin olun çok keyifliydi. Her neyse demek istediğim şu ki kitapları diziden önce okumak gibi bir amacım ve isteğim yoktu; ki belli olduğu üzere diziyi izlemek için de kendimi bayağı zorlamam gerekti.

Taht Oyunları, hanedanlar arası çekişmelerin bolca yaşandığı, bir demir taht uğruna bir sürü entrikanın içine çekileceğiniz bir dünyada geçiyor. İlk kitabımız ise Kral Robert'ın eski dostu Ned Stark'ı Kral Toprakları'na çağırmasıyla başlamış oluyor. Daha sonrasında Ned Kral Toprakları'na gidiyor ve bu dünya hakkında bir sürü şeyi okuyoruz.

Taht Oyunları'nın çok katmanlı bir evren olduğunu söyleyerek yorumuma geçiyorum. Bir sürü karakter var; muhafızlar, sancak beyleri, lordlar, şövalyeler... Bu en başta fazlasıyla kafa karıştırıcı olabilir. Ama eğer diziyi izlediyseniz bence karakterler konusunda sıkıntı çekmezsiniz. Çünkü okurken dizideki insanları kafanızda canlandırdığınızda kimin kim olduğunu hatırlamak fazlasıyla kolay oluyor. Zorlayan kısım kimin güvenilir kimin güvenilir olmadığını yönünde aslında. Çünkü herkes bir anda yaptığının tam aksini yapabiliyor. Bu noktada da zaten yazarın kurgu gücünü görmüş oluyoruz.

Kitabı bir sürü karakterin bakış açısından okuyoruz. Ned, Catelyn, Daenerys, Bran, Jon, Tyrion, Sansa, Arya. Bu sayede de kitap temposunu hiçbir zaman kaybetmiyor. Eğer bir bölümde Daenerys'ten sıkıldıysanız, sonraki bölümde Net Stark'ın içinde bulunduğu ve dünyayı daha çok anlamanıza yardımcı olacak Kral Toprakları'nı okuyabilirsiniz.

Farklı bakış açıları hem kitapla ilgili en beğendiğim şey oldu hem de beğenmediğim. Çünkü bazı olayları başka karakterlerden de okumayı çok isterdim. Örneğin Robb ve Cersie'den birer bölüm enfes olurdu. İkisi de çok önemli karakterler ve duygularını daha iyi öğrenmek isteyeceğim olaylar vardı. Böyle olması da kitabın yer yer yüzeysel kalmasına sebep oldu. Zaten belirli birkaç bölüm haricinde kitabın edebi yönünün ve karakter duygularını anlatabilme gücünün çok da yüksek olmadığını düşünüyorum.

Kitabı okuduysanız ya da okuduğunuzda fark edeceğiniz gibi kitap gerçekten dizi gibi ilerliyor. Mekan tasvirleri mükemmel yapılmış. Sahneyi gözünüzde çok rahat canlandırabiliyorsunuz. Ama karakter duygularına gelince bu başarı biraz düşüyor. Tıpkı bir oyuncuyu izlemeye dönüyor. Dizide bakışlardan, söylediklerinden duyguyu anlamaya çalıştığınız gibi kitapta da hisleri siz ortaya çıkartmaya çalışmalısınız.

Çok fazla kötü konuştum kitap hakkında. Beğenmediğimi sanabilirsiniz ama hayır kitabı gerçekten çok sevdim. Zaten seveceğimi, çok keyif alacağımı bilerek okumaya başlamıştım.

Kitapla ilgili en sevdiğim şey, yazarın hiçbir olayı aceleye getirmemesiydi. Bir olayın sonuçlarının neredeyse tüm karakteri ne şekilde etkilediğini okuyabiliyoruz ve bu bütün yazarların yaptığı bir şey değil. Bir diğer beğendiğim şey ise, daha tek bir kitap olmasına rağmen karakter gelişimlerinin çok başarılı olmasıydı. Elimizde neredeyse sekiz yüz sayfalık bir kitap var ve karakterlerin bu süreç içindeki değişimini çok sevdim. Bunu bakış açısından kitabı okuduğumuz her karakterde görebiliriz. Özellikle Daenerys'te.

Taht Oyunları'nı çok sevdim. Serinin yayımlanmış kitaplarını en kısa sürede bitireceğim. Umarım GRRM bizleri daha fazla bekletmeden seriyi tamamlar ve dizinin sekizinci sezon fiyaskosunu bir şekilde toparlar.

Taht Oyunları'nı hepinize öneririm bence keyif almayacak çok çok az insan vardır. Ama eğer bu kadar uzun soluklu bir seri sizi geriyorsa, dizisine bir şans verin mutlaka. Yorumlarınızı bekliyorum. Başka bir yazıda görüşmek üzere :)

Puanım: 4/5!

***

- Ne kadar hızlı vurursanız vurun, kalayla demiri birlikte dövemezsiniz ama birlikte dövülmüyor olmaları kalayı değersiz kılmaz.

-Kalbimiz bizi aldatır, kafamız oyunlar oynar ama gözlerimiz gerçeği görür. Gözlerinle bak. Kulaklarınla duy. Ağzınla tat al. Burnunla kokla. Teninle hisset. Bunların ardından düşünmek gelir ve onun ardından gerçeği görmek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı