Jane Eyre / Charlotte Bronte Kitap Yorumum

Herkese yeniden merhaba! Harika ötesi bir klasiğin yorumuyla karşınızdayım.

Jane Eyre'i bitireli henüz yarım saat oldu. Birkaç gündür, son iki yüz sayfayı okumaya çalıştığımı ve bitirene kadar kafamda sürekli bu yazının taslağını hazırladığımı söylemekle başlamak istiyorum. Son iki yüz sayfayı gerçekten çok yavaş okudum çünkü pek bayılmadım. O yüzden de sürekli yazıda nelerden bahsetmem gerektiğini kurdum kafamda. Her neyse, buralara ilerleyen paragraflarda geleceğiz.

Jane Eyre, anlayabileceğiniz üzere Jane Eyre isimli bir kadının yaşam öyküsünü anlatıyor bize. Anne babasını küçük yaşta kaybedip, onu çok da sevmeyen yengesi Mrs. Reed ve çocuklarıyla yaşamaya başlamasından başlayarak büyük bir serüven okuyoruz. Okul yıllarını, mürebbiye olarak çalıştığı günlerini, hayatının hiç beklemediği bir yöne savrulmasını, özlemini kurduğu her şeyi bulmasını... Kısacası Jane'in hayatının büyük bir kısmına tanıklık ediyoruz.

Jane'in okuduğum en güçlü kadın karakterlerden birisi, hatta direkt en güçlüsü olduğunu söylemeliyim. Bunu okuduğum kitaplardaki çoğu kadın karakter için söylüyorum çünkü günümüzde yazılan kitapların çoğunda kadın karakterler gerçekten bağımsızlıklarına önem veriyor ve bunun için savaşıyor; bunları okumak ve ilham alabilmek gerçekten çok güzel, bu kadın karakterleri gerçekten çok seviyorum. Jane'i ayrı bir yere koymamın sebebi ise onun bağımsızlığı için ta 1840'larda bir savaş veriyor oluşu. Jane'in büyük bir ilham kaynağı olmasının yanı sıra Charlotte Bronte'nin o yıllarda böyle güçlü bir kadın karakter yazmış olması da beni çok fazla etkiliyor. Kitabı okurken Jane'in yaptığı bazı şeyler için 'Hayır, ben olsam öyle değil böyle yapardım' desem de üzerinde biraz düşündükten sonra 'Hayır bu tam olarak Jane'in yapacağı bir şey. Ve aslında doğru olan şey.' dediğim çok fazla oldu. Bütün bunlar da Jane'e daha fazla saygı duymama ve sevmeme sebep oldu.

Kitabımızın bir diğer baş karakteri Edward Rochester'a gelirsem... Bu adama hakkında söylemek istediğim çok fazla şey yok aslında. Çoğunluğun aksine benim sevdiğim bir karakter değildi. Düşününce bunun nedeninin ne olduğunu anlayamıyorum. Jane'le olan aşklarını seviyorum, okuması keyifliydi ama direkt olarak karakteri düşündüğümde sevemedim.

Kitaptaki geri kalan karakterlerin çoğunu sevdim. Her birinin hikayeye kattığı bir anlam vardı. Kimse işlevsiz değildi. Jane'in hayatında herkes önemli bir yere sahipti.

Jane Eyre kitabı, oldukça kolay okunuyordu. Boyutu gerçekten devasa ve insanı ürkütüyor. Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Ama emin olun nasıl okuduğunuzu anlamayacaksınız. Ben bir anda, Yerdeniz Büyücüsü'nü bitirdikten hemen sonra kitaplıkta gözüme çarpınca elime alıp okumaya başladım. Finallerim sırasında okuduğum için de iki hafta gibi bir sürede bitirdim. Aslında gayet uzun bir süre. Daha boş olduğum bir vakitte bu sürenin daha aza ineceğinden eminim. Bir de son iki yüz, iki yüz elli sayfa benim için çok ağır geçti ve okumakta zorlandım. Daha doğrusu o sayfalarda olan olayları pek sevmediğim için kitabı elime alasım gelmedi açıkçası. Ama inat edip elbette ki kitabı bitirdim.

Söylemek istediğim şey şu: Jane Eyre, klasik okumak için güzel bir başlangıç olabilir. Çünkü olay örgüsü gayet basitti ve karakter sayısı öyle 'Bu kimdi, kimin nesiydi?' diye sürekli kafa karıştıracak çoklukta değildi. En önemlisi de dilinin gayet yalın olmasıydı. Sonuçta duygular, aşk üzerine yazılmış bir kitap, ne kadar içinde dinsel birçok öge ve karakterlerin dine bakışını anlattığı diğerlerine göre biraz daha ağır paragraflar bulundursa da, okuyucusunu yormayacak bir kitap olduğunu düşünüyorum. Eğer klasiklere başlamak istiyorsanız Jane Eyre'e bir göz atın derim.

Sonuç olarak Jane Eyre benim gerçekten çok çok sevdiğim bir kitap oldu. Hayatımın bazı zamanlarında tekrar okuyacağımdan ve farklı şeyler bulacağımdan eminim. Goodreads'te beş yıldız vermeme rağmen yine de 'tüm zamanlar favorilerim' listeme almak istemedim. Çünkü çok beğendim evet ama beni aşırı derecede derinden sarsmadı. Beni oldukça sarsan kitapları daha çok seviyorum ve daha etkileyici bulup hakkında daha fazla konuşup, öneriyorum. Dediğim gib Jane Eyre klasiklere başlamak için güzel bir tercih olabilir, boyutundan korkmayın, gerçekten oldukça akıcı.

Jane Eyre'i okuyup beğendiniz mi ya da bu yazıdan sonra okumayı düşünüyor musunuz? Kitap hakkındaki düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Başka bir yazıda görüşmek üzere :)

Puanım: 5/5!

***

-Onlardan daha ayrıcalıklı olan erkeklerin 'Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin,' demeleri dar kafalılıktır! Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.
***