Madam Bovary / Gustave Flaubert Kitap Yorumum


Herkese yeniden merhaba! Sonunda, bir ayrdır, bir nevi elimde sürünen Madam Bovary'i bitirdim. Benim için oldukça uzun, yorucu ama beni gayet etkileyen bir kitabı okuma deneyimi oldu.

Uzun zamandır bir şeyler paylaşamıyor oluşumun sebebi de Madam Bovary'le yıldızlarımızın uyuşmasının epey zaman almasıydı. Kitabı çok sevmiştim ancak hızlı ilerleyemiyordum. Her gün, farklı zamanlarda birer bölüm okumak beni epey yoruyordu çünkü çok dolu bir kitaptı. Hem kitabın beni yorması hem de blogun bu kadar boş kalması reading slump süremi daha da uzattı diyebilirim. Ama bir aylık uzun bir sürecin sonunda Madam Bovary bitti!

Madam Bovary, bize Emma ve Charles Bovary'nin hikayesini anlatıyor. Emma okuduğu kitapların büyüsüne kapılıp, tutku dolu bir aşkın hayaliyle büyümüş bir kadın. Charles bir doktor ve Emma onunla evliliğinde hayalini kurduğu her şeyi yaşayacağını düşünüyor. Ne yazık ki Charles'ın sıradan bir doktor ve gözü yüksekte olmayan bir adam olması sebebiyle evliliği onun için kelimenin tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oluyor. Bu hayal kırıklığı hem evliliğinde düşlediği aşkı bulamayışı hem de maddi anlamda umduğunu bulamamasından kaynaklanıyor. Bütün bunlar da Emma'yı hem aşkı hem de zenginliği bulması için dış dünyaya yönlendiriyor. Sevgilileri oluyor, lüks bir yaşam için Charles'ın haberi olmadan bir sürü borcun altına giriyor ve bir şekilde bütün bunları gizlemeye çalıştığı bir hayat sürüyor.

Madam Bovary gerçekten çok güzel bir kitaptı. Bir kitapta sevdiğim her şeyi oldukça başarılı bir şekilde barındırıyordu içinde. Duygular çok gerçekçi bir şekilde hissediliyordu. Özellikle başlarda Emma'nın evliliğinin onun istediği şeylere sahip olmadığını anlaması üzerine düştüğü boşluğu çok güzel anlatıyordu. Kitabın geneline yayılan Emma'nın mutsuzluğu, hayal kırıklıkları ise okunmaya değer bir sürü paragraf sunuyordu okuyucuya. Kocasında bulamadığı hayallerindeki aşkı aradığı sevgililerinde yaşadıkları ve onlarda duyduğu hayal kırıklığı beni gerçekten çok etkilemişti.

Madam Bovary'i zor okunan bir kitap olarak değerlendirme sebebim ise bir sürü sayfaya yayılmış uzun betimlemeleriydi. Betimleme elbette bir kitabın başarısına katkı sağlayan en önemli ögelerden birisi ama Flaubert gerçekten olayın geçtiği sahneyi her detayına kadar anlatan bir yazardı ve özellikle başlarda bu beni gerçekten sıkmıştı. Bovary ailesinin başka bir yere taşınması üzerine de gittikleri yeri abartı olacak belki ama kestirme yollarına kadar anlatıyordu. Bunlar okurken sıkıcı olabiliyor ama aslında hem kitabı besleyen hem de yazarın ne kadar başarılı olduğunu gösteren ögelerdi. Bütün bu betimleme yoğunluğu yüzünden de kitaba dört yıldız verdim.

Madam Bovary şu ana kadar okuduğum en zor kitaplardan birisiydi. Ama bir yandan da sanırım en çok altını çizdiğim kitaptı. En favorilerimi de elbette yazının en sonuna bırakacağım. Kitap favorilerime girmedi ama ileride bir kez daha okumak istiyorum ve Emma'nın duygu durumunu daha çok anlayabileceğim için daha keyifli bir okuma olacağından şimdiden eminim.

Madam Bovary, okuma listemden bir kitap daha silmemin dışında ne yazık ki yazı daha az kitapla bitirmeme neden oldu. Ama eğer yazın okumasaydım kışın sıkıldığım anda hemen bırakırdım ya da yarım bıraksam bir daha asla dönmezdim okumaya. İnat edip okumam benim yararıma oldu. İyi bir klasik okuyucusuysanız Madam Bovary eminim ki listelerinizde vardır ya da zaten çoktan okumuşsunuzdur. Yine de ağır ve zorlayıcı bir okuma sunduğu için öyle programınızın yoğun olduğu bir dönemde okumaya çalışmamanızı öneririm. Flaubert'in bölümlere yayılan betimlemelerine ancak sakin bir kafa dayanabilir desem sanırım abartmış olmam.

Kitap okumaya ve blog yazmaya daha çok vakit ayırdığım dönem tekrar başladı diye ümit ediyorum. Şu anda Rüzgarın Adı'nı okuyorum, hakkında konuşmak için sabırsızlanıyorum! Madam Bovary ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum. Başka bir yazıda görüşmek üzere :)

Puanım: 4/5!

***
-Yaşadığı parça kötü olduğuna göre, en iyi günleri bundan sonra yaşayacakları olacaktı herhalde.

-Şimdi içinde yaşadığı bu durgunluğun bir zamanlarki düşlediği mutluluk olduğunu düşünemezdi.

-Aşk birdenbire, büyük gürültülerle, ışıklarla, şimşeklerle gelirdi herhalde -yaşamın üstüne düşüp onu alt üst eden, istemleri yapraklar gibi koparan, her yüreği uçuruma sürükleyen bir gök kasırgasıydı. 

-En acısı da benim gibi boşuna bir ömür sürmektir, değil mi? Acılarımız birinin işine yarasaydı, özveride bulunduk diye avunurduk hiç değilse.  


Yorumlar

  1. Uzun yıllar önce okumuştum. Belki yirmi yıl olmuştur. Neredeyse hiç bir şey kalmamış aklımda. Tekrar okuyacaklarım arasında. Uzun betimlemeler, bir çok klasik eserin genel özelliği. Klasikleri ve uzun betimlemeleri de seviyorum. O yüzden tekrar okumamda da sıkılacağımı zannetmiyorum.
    Az önce önceki yazılarınıza da göz attım. Son zamanlarda klasiklere kaçmışsınız. Bu yüzden kaçtığınız klasiklerden yeni havadisler bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım ikinci okumanız beklediğinizden de keyifli geçer. Okudukça hepsinin yorumunu yazacağım. Beğenmenize çok sevindim, yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Okuduğum zamanlarda hem çok sevmiş hem de betimlemelerin fazlalığından yakınmıştım. Üzerinden uzun yıllar geçti. Şimdi o betimlemelerden çok keyif alacağımı düşünmeye başladım, şu anki okuma zevkim o yönde gelişim gösteriyor. O yüzden bir daha okumayı düşünüyorum, umarım yanılmam. :) Çok severek okudum yazınızı, kaleminize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Betimleme okumaktan hoşlananlar için bulunmaz bir kitap, umarım tekrar okuduğunuzda da seversiniz :) Beğenmenize çok sevindim, yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Okumaya başlayıp, kütüphane kitabı olduğu için bitiremeden iade ettiğim bir kitap, tekrar ele alınmayı hak ediyor :)

    YanıtlaSil
  4. Kitap okuma aylarına yavaş yavaş giriyoruz diye düşünüyorum :D madam bovary ve Anna karanina benim de hedeflerim arasında ama henüz cesaret edemedim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anna Karenina benim de listemde umarım bu kış her ikimizde okuyabiliriz :)

      Sil
  5. Bu kitabı üniversite yıllarımda okumuştum. O zamanlar zorlandığımı hatırlamıyorum ama şimdi okusam ne hissederim bilmiyorum. Tabii bir Anna Karanina asla değil. O, kelimenin gerçek anlamıyla bir başyapıt.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anna Karenina'yı okumak için sabırsızlanıyorum, beğeneceğimden de eminim. Yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  6. ‘’Asıl acınacak şey dedi; lüzumsuz bir ömrü sürüklemektir.’’

    ‘’Gerçekten de, gece, lamba yanıp rüzgâr camları sarsarken, bir kitap alıp ateş başına oturmaktan daha güzel bir şey var mıdır?’’

    Modern romanın temsilcilerinden olan Gustave Flaubert'in ''Madam Bovary'' adlı romanından en sevdiğim yirmi alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmayı isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/gustave-flaubert-madam-bovary-romanindan-20-sahane-alinti/

    Keyifli okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı