Ölümcül Oyuncaklar Seri Yorumu | Kemikler Şehri & Küller Şehri & Camlar Şehri


Herkese yeniden merhaba! Bugün Ölümcül Oyuncaklar serisinin ilk üç kitabının yorumuyla sizlerleyim.

Ölümcül Oyuncaklar serisi, belki bildiğiniz üzere altı kitaptan oluşan bir seri. Ancak yazar Cassandra Clare, aynı dünyaya ait birçok seri yazdığı için, okuma sırası 'bir seriyi bitirip diğerine geçeyim' şeklinde değil. En çok önerilen sıra, ilk önce bu üç kitabı okuyup araya başka bir serisini alıp, sonra bu seriye ait son üç kitabı okumak şeklinde.

Okuduğum bu üç kitap, uzun zamandır kitaplığımdaydı. Kemikler Şehri'ni birkaç sene önce okumuştum. Hatta yorumu okuyabilirsiniz. Karantina sürecinde de beni içine alacak, elimden bırakamayacağım ve çok da ağır olmayan bir şey okumak istedim. Ölümcül Oyuncaklar serisi de bana tam bu durumum için uygun kitaplarmış gibi geldi. Yanılmamışım da. Uzun zamandır Cassandra Clare okumaya başlamak istiyordum. Bunun sebebi de son çıkarttığı Geceyarısı Leydisi ile başlayan serisinin çok güzel olduğuyla ilgili duyduğum yorumlardı. Ama o seriyi okuyabilmek için önümde uzun bir yol var. Bu kadar zahmete değer umarım :)

Ölümcül Oyuncaklar'da ana karakterimiz Clary Fray, on beş yaşında bir ergen. Arkadaşı Simon ile gittikleri gece kulübünde, bir adamın öldürüldüğünü görmesiyle başlıyor her şey. Sorun şu ki katilleri yalnızca Clary görüyor ve ceset o anda yok oluyor. Bu gizem henüz çözülmemişken bir de Clary'nin annesi esrarengiz bir şekilde ortadan kayboluyor ve Clary evinde bir iblisin saldırısına uğruyor. Daha sonra gece kulübünde gördüğü Jace'le birlikte yeni bir dünyanın varlığını öğreniyor. Bu yeni dünyada gölge avcıları, iblisler, vampirler, kurt adamlar ve hatta periler var. Clary'nin annesini bulma isteğiyle başlayan ve geçmişiyle ilgili bir sürü şey keşfettiği bir yolculuğa giriş yapıyoruz.

İlk kitabın konusu bu şekilde. Spoiler olmaması açısından Küller Şehri ve Camlar Şehri'nin konularından bahsetmeyeceğim. Çok da dallanan ve apayrı yerlere giden bir konu yok diyebilirim.

Kemikler Şehri, güzel bir giriş kitabıydı. Ana karakter de dünya hakkında hiçbir şey bilmediği için keşfetmemiz, sorularımıza cevap almamız oldukça kolaydı. Yazarın üslubu oldukça basitti bu kitapta. Yazdığı ilk kitap olduğu anlaşılıyordu diyebilirim. Basit bir anlatım tarzı vardı. Karakterlerin duygularından ziyade daha çok olay odaklıydı diyebilirim.

Küller Şehri açıkçası daha az sevdiğim bir kitap oldu. Zaten üçlemelerin genel sorunu hep ikinci kitaplarda oluyor. Okuduğum iki kitapta da karakterlerin motivasyonları çok başarılı yazılmıştı. Kimin neyi hangi sebeple yaptığını çok rahat anlayabiliyordum. Ama Küller Şehri bu açıdan fazlasıyla sınıfta kaldı diyebilirim. Bu üçü içinde en sevmediğim Küller Şehri oldu ne yazık ki. Bunun en büyük sebeplerinden birisi karakterlerin ekstra sinir bozucu olmasıydı. Zaten neredeyse hepsi 'ergen' olduğu için bu bir yerde normal ama yine de içinde bulundukları olağanüstü duruma uygun davranamazlar mıydı? Her şeye rağmen bu kitapla birlikte yazarın üslubunun daha da geliştiğini görmek mümkün. Diğer kitaplarda olacak olaylar için zemin hazırlayan, bazı soruları cevaplayan bir kitaptı.

Camlar Şehri bence çok başarılıydı. Hem kurgunun, olayların ilerleyişi hem de karakterler açısından. Yazar artık üslup açısından Kemikler Şehri'nde olduğundan bambaşka bir yerde. Duyguları aktarmada, tasvir yapmada bence oldukça başarılıydı. Çoğu okurun da olduğu gibi benim de favorim Camlar Şehri. Ve son kitap Cennet Ateşi Şehri'ni okuyana kadar da böyle olacak sanırım.

Yazar Camlar Şehri'ni yazdıktan sonra aslında seriyi bitirmiş. Ancak gelen yoğun ilgi ve birkaç sorunun belirsiz kalması yüzünden seriye devam etmeye karar vermiş. Zaten kitabı bitirdiğinizde de bunun final kitabı olduğunu anlayabiliyorsunuz. Yine de çok rahat devamının yazılabileceği bir final kitabı. Aslına bakarsanız bu üç kitap da kendi içinde final kitabı gibi. Kemikler Şehri'nde de Küller Şehri'nde de, o kitabın ana sorularının cevapları veriliyor. Bu bu seri hakkında en çok sevdiğim şey oldu diyebilirim. Kitapları arka arkaya değil, araya zaman koyarak okuyabilirsiniz bu sayede. Camlar Şehri ise ana soruna odaklanıp, aslında ilk kitaptan beri ortada olan ama cevaplanması için zamana ihtiyaç duyulan soruların cevaplandığı bir kitaptı.

Seriyi genel olarak değerlendirmem gerekirse... Sanırım fantastik tür şu ana kadar en fazla kitap okuduğum tür. Bu yüzden karşılaştırma yapabilecekmiş gibi hissediyorum kendimi. Şimdi Ölümcül Oyuncaklar serisi, bu türde favorilerim arasında giremedi. Hem kurgu hem üslup hem de karakterler açısından daha iyi seriler okudum. Ama şunu söyleyebilirim ki Harry Potter'dan sonra okuduğum en iyi dünyalardan birine sahip. Hem yaratıcılık açısından hem de yazar zaten bildiğimiz -kurt adam, vampir, peri gibi- hikayeleri oldukça doğal ve birbiri içinde tutarlı bir şekilde hikayenin içine yedirebildiği için. Yine de en azından sadece bu üçleme -ya da direkt altı kitaplık Ölümcül Oyuncaklar serisi için- söyleyebilirim ki 'wow' dedirtecek kadar da değildi. Çünkü bir fantastik eser okurken insanın "wow" diyesi geliyor :)

Sonuç olarak stres, gerginlik ve bir aya yakın süredir evde olmanın getirdiği bıkkınlığı bana on, on beş gün civarı bir süre kadar unutturdu bu üç kitap. Keyif aldım, yer yer sinirlendim, birçok yerde güldüm. Tabii keşke bu kitapları bu yaşımda değil de lisedeyken okusaydım. En yakın arkadaşım okuyordu ama hem o zamanlar hiç ilgimi çekmiyordu hem de uzun soluklu seriler okumaya çok bayılmıyordum. Eğer kendimi tanıyorsam, bu kitapları lise zamanımda okusaydım kesinlikle Jace'e aşık olurdum ve kesinlikle daha çok zevk alırdım. Bu yüzden eğer beni okuyan daha küçük okurlarım varsa, keyif alacakları bir seri olduğunu düşünüyorum. Bir göz atmanızı öneririm.

Nisan ayına bu kitaplarla başladım. Şu anda da çok güzel bir okuma ritmi elde ettim. Hızlı okuyabiliyorum ve dizi film izleme sürelerini çıkarttığımda günlük olarak kitap okumaya güzel bir zaman ayırabiliyorum. Umarım evde kaldığınız süre sizin için iyi geçiyordur. Bu kötü günlerin bir an önce geçmesi ve tekrar dışarı çıkabildiğimiz günlerin gelmesi en büyük dileğim :) Başka bir yazıda görüşmek üzere.

Kemikler Şehri: 4/5
Küller Şehri: 3/5
Camlar Şehri: 5/5


#evdekal

Yorumlar

  1. Ölümcül Oyuncaklar'dan önce Cehennem Makineleri'nin ilk kitabını okumuştum. Tessa'yı okumak Clary'i okumaktan daha keyifli kesinlikle. Yorumun için çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum