Kızıl Kraliçe / Victoria Aveyard Kitap Yorumum (Red Queen #1)


Herkese yeniden merhaba! Bugün uzun zamandır okumak istediğim Kızıl Kraliçe serisinin ilk kitabı hakkındaki düşüncelerimi paylaşacağım.

Kızıl Kraliçe, aslında okumayı düşündüğüm bir seri değildi. İlk kitabı Instagram'da oldukça indirimli bularak alsam da serinin devam kitapları oldukça pahalı olduğu için okumamıştım. Geçtiğimiz günlerde Amazon'un sitesinde kitaplar için ekstra bir indirim olduğunu görünce ve Kızıl Kraliçe'nin devam kitaplarının indirim oranı da çok iyi olunca seriyi sipariş ettim. Küçük bir not: kitapları öğle saatlerinde sipariş verdim ve kargom bir sonraki gün elime ulaştı. Gerçekten Amazon'a bayılıyorum! Kitaplar hem çok iyi indirimlerle alabiliyor hem de hasarsız ve hızlı kargoyla elime ulaşıyor. Harika! 

Kızıl Kraliçe'ye gelecek olursam... Kızıl Kraliçe'de dünya, kızıllar ve gümüşler olarak ikiye ayrılıyor. Ve bu ayrım direkt kan renklerine göre yapılmış durumda. Gümüşlerin özel yetenekleri de var; metali kontrol etmek, düşünce okumak, ateşi kontrol etmek gibi. Ayrıca dünyayı gümüşler yönetiyor. Kızıllar ise oldukça normal. Gümüşlerin köleleri gibiler desem daha doğru olabilir. Eziyet görüyorlar, kendilerinin olmayan bir savaş için genç yaşta cepheye gönderiliyorlar vs. Tam bir distopya. Ana karakterimiz Mare ise bir kızıl. Savaşa çağırılmak üzere ama bir gün Saray'a hizmetçi olarak alınıyor. Ve kelimenin tam anlamıyla hayatı değişiyor. Kendini saray entrikalarının ve aşk üçgenimsi bir durumun ortasında buluyor.

Kitabın içine girmekte oldukça zorlandım. İlk 70-80 sayfası bana çok yüzeysel geldi. Kızıl-gümüş ayrımı kafama yatsa da Mare'in karakterini anlamakta biraz zorlandım. Ama ne zamanki kitap sarayda geçmeye başladı, Kraliçe ve Prensler kitaba girdi, kitap o anda güzelleşti.

Kitaba başlamadan önce okuduğum çoğu yorumda insanların Mare'i hiç sevmediğini görmüştüm. Bu yüzden Mare'i sevmemekten çok korktum. Sevdiğim bir karakter olmadı ama anlayabildiğim bir karakterdi. Ve gerçekçi yazılmıştı. Bence çoğu kişi, onunla aynı durumda olsa aynı şekilde davranırdı. Sevilmeyecek bir tarafını çok göremedim.

Kitabın diğer ana karakterleri olan prenslerden bahsetmeyi istemiyorum çünkü fazlasıyla spoiler olur. Ama şunu söylemeliyim ki Maven'ı çok sevdim. Her ne olursa olsun onun gibi karakterlere ayrı bir zaafım var. İleride Prens Cal'ı da sevebilirim ama bu kitapta çok da bayılmadım.

Yazar Victoria Aveyard'ın dilini de çok sevdim. Oldukça yalın ve kolay okunuyordu. Zaten kendisine ayrı bir sempatim var çünkü harika bir instagram kullanıcısı olduğunu düşünüyorum. Çok keyif alarak takip ettiğim yazarlardan birisi. 

Kitabın içine zor girdiğimden bahsetmiştim. Ama gelişme kısmına yani saray kısmına geldiğimde çok hızlı okumaya başladım. Yine de yazarın yüzeysel bir anlatımının olduğunu kabul etmem gerek. Olayları anlatırken, diyalogları yazarken çok başarılı ama dünyayı yazarken ve kızılların zor durumda oluşunu anlatırken biraz yüzeysel kaldığını düşünüyorum. O çaresizlik ve kızılların gümüş düşmanlığı bana biraz havada kalmış gibi geldi. Bunların serinin devamında düzeleceğini düşünüyorum. 

Kızıl Kraliçe serisine mutlaka devam edeceğim. Sadece serinin diğer kitapları elimde diye değil gerçekten ne olacağını merak ettiğim için. Cam Kılıç hakkında olumlu yorumlar görmedim, biraz sıkıcı olduğunu yazmışlar ama bence Kızıl Kraliçe de o kadar sürükleyici ve heyecanı yüksek değildi. Bir tek son 100 sayfasını soluksuz okudum diyebilirim. 

Kızıl Kraliçe önermenin biraz zor olduğu bir kitap bence. Kim sever, kim sevemez emin değilim. Ama bence Açlık Oyunları'nı okuyan okurlar sevebilir. Zaten serinin bazı yorumlarında Açlık Oyunları/Beni Seç/Kızıl Yükseliş serilerinin birleşimi olduğu yazıyordu. Kızıl Yükseliş'i okumadım ama diğerlerini okudum. Okuduklarımdan hareketle söyleyebilirim ki yazar bu kitaplardan biraz ilham almış.

Cam Kılıç'ı ekim ayının sonlarına doğru okumayı düşünüyorum. Şimdiden, o kalın kitabı gördükçe heyecanlanıyorum ve neler olacağını çok ama çok merak ediyorum. Sizler Kızıl Kraliçe'yi, devam kitaplarını okudunuz mu? Eğer okuduysanız neler düşündüğünüzü paylaşırsanız çok sevinirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Puanım: 4/5!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı