Eylül 2020 | Napoli Romanları, Dikenler ve Güller Sarayı


Herkese yeniden merhaba! Yılın şu ana kadar ki en verimli ayını geçirdim diyebilirim. Hem okuduğum her kitabı çok severek okudum, hem de uzun zaman sonra ilk kez bu kadar çok kitap okuyabildim. 

Öncelikle, Napoli Romanları'nın ikinci ve üçüncü kitapları olan Yeni Soyadının Hikayesi ile Terk Edenler ve Kalanlar'ı okudum. Napoli Romanları, 2020'de okuduğum en güzel seri. Lenu ve Lila adındaki iki arkadaşın, çocukluklarından yaşlılıklarına kadar olan hayat hikayelerini okuyoruz. Seri hem dönemini çok başarıyla anlatıyor hem de iki arkadaşın ve çevrelerinin yaşadıklarıyla sizin heyecanlandıran, üzen ve mutlu ediyor. Her yönüyle çok güzel.

Bu ay okuduğum Yeni Soyadının Hikayesi, olaysız tek bir sayfası olmayan bir kitaptı. Hem seri içinde, hem de genel favorilerime giren bir kitap oldu. Her sayfasından çok keyif alarak okudum. Üçüncü kitap Terk Edenler ve Kalanlar ise ikinci kitaba göre daha sakin ilerliyordu. Karakterlerin yaşamları oturmuş, evlilikleriyle ve çocuklarıyla ilgileniyorlardı. Ama yine de okuması çok keyifliydi. Ekim ayında dördüncü kitabı okuyup bu dünyaya veda edeceğim için çok üzülüyorum. Hem bitirmek istemediğim hem de finalini bir an önce öğrenmek istediğim kitaplardan birisi. İkinci kitap ve üçüncü kitap hakkında daha detaylı yorumlarımı okumak için tıklayabilirsiniz.

Bu aya, okuma planımda olmayan bir seriyle devam ettim. Buz ve Yıldızışığı Sarayı, uzun zamandır beklediğim bir kitaptı. Dikenler ve Güller Sarayı serisi, favori serilerimden birisi. Her şeyini çok ama çok seviyorum. Çok ilham verici, çok akıllıca yazılmış, çok başarılı bir seri olarak görüyorum. 2018'de yurtdışında çıkan Buz ve Yıldızışığı Sarayı'nın eylül ortalarında ülkemizde basılmasıyla ve ön siparişe açılmasıyla hemen sipariş verdim. Planlarımda seriyi yeni baştan okumak yoktu. Son kitabı okurum diye düşünmüştüm ama dayanamayıp ilk kitapla okumaya başladım. İyi ki de öyle yapmışım. Seriyi gerçekten çok özlemişim. Özellikle son kitap Kanatlar ve Küller Sarayı hakkında çoğu şeyi unuttuğumu fark ettim. Çoğu olayda fazlasıyla şaşırdım. 

Buz ve Yıldızışığı Sarayı ise bu kadar uzun soluklu bir okumadan sonra fazlasıyla neşeli, fan hikayesi tadında bir buçuk günde okuduğum beni keyiflendiren bir kitap oldu. Kabul etmeliyim biraz hayal kırıklığıydı. Çok cringe anlar da vardı. Ama Sarah J. Maas, alışveriş listesi yazsa okuyacağım yazarlardan birisi olduğu için çok da büyük bir sorun değil. Serinin bir sonraki kitabı için heyecanım çok yüksek. Ocak 2021'de yurtdışında çıkacak. Umarım kısa süre içinde biz de okuyabiliriz. Buz ve Yıldızışığı Sarayı hakkındaki daha uzun yorumum için tıklayabilirsiniz.

Eylül ayı benim için bu şekilde geçti. Pek dizi izlemedim. Sadece Prime üyeliği alıp Marvelous Mrs. Maisel'a başladım. Ama Dikenler ve Güller Sarayı serisine başlayınca gözüm kitaplardan başka bir şey görmedi desem yeridir :) En kısa zamanda Mrs. Maisel'ı bitirmek istiyorum. Gerçekten çok ama çok keyif alarak izlediğim bir dizi. 

Ekim ayı için kendime çok güzel kitaplar seçtim. Ekim sonunda okulum başlayacağı için, önceki aya göre daha az okuyacağım ama harika kitaplar olacak :) Sizin eylül ayınız nasıl geçti, ekim için planlarınız neler? Yorum yazarsanız çok sevinirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum