Terk Edenler ve Kalanlar / Elena Ferrante Kitap Yorumum (Napoli Romanları #3)


Herkese yeniden merhaba! 

Napoli Romanlarının üçüncü kitabını da bitirdim ve artık seriyi bitirmeye çok yakınım. Seriyi hemen bitirmemek adına, üçüncü kitabı eylül ayının sonlarına doğru okumak istesem de elime aldığım kitaplarda ilerleyemediğimi fark edince dayanamayıp Terk Edenler ve Kalanlar'ı okumaya başladım ve bir çırpıda bitirdim.

Üçüncü kitap biraz daha Lenu odaklı ilerledi. Lenu'nun işine ve evlilik hayatına biraz daha fazla odaklandık ama bu demek değil ki Lila çok az var. Elbette yıllar içinde iki arkadaşın görüştükleri anlar oluyor, Lenu başkalarından Lila hakkında bilgi alıyor vs. Lila'nın hayatına da en az Lenu kadar hakimiz diyebilirim. Terk Edenler ve Kalanlar'da karakterlerimiz artık yetişkinler ve yeni ortamlara dahil oluyorlar, çevrelerine karşı algıları değişiyor. Bu yüzden de bu kitapta dönemin İtalyasına yönelik oldukça fazla bilgi bulabilirsiniz. Lenu'nun ve diğer karakterlerin dönemin sorunlarına yönelik fikirleri de farklı bakış açıları görerek dönemi anlamınızı sağlıyor. 

İkinci kitabın yorumunu yazarken Lenu'nun beni biraz sinir etmeye başladığından bahsetmiştim. Kendisini çevresinden aşağıda görmesinden, Lila kendisinin yerinde olsa kendisi gibi olmayacağını düşünmesinden ve Lila'yı bir şekilde kendisinden daha üstün görmesinden nefret etmiştim. Kendine, aldığı eğitime, zekasına güvenmesi gereken bir karakter olduğunu düşünüyordum. Bu kitapta da Lenu hakkındaki düşüncelerim çok değişmedi. İçinde bulunduğu çevrede sürekli çabalama halinde olmasını daha iyi anlayabiliyorum artık ama eski mahallesine ve Lenu'ya döndüğündeki bazı üstün tavırlarını asla anlayamacağım. Bir de tabii Lila'ya karşı olan takıntısını ve onu konumlandırdığı yeri.

Öte yandan bu kitapta Lila hakkında ne düşüneceğimden çok emin olamadım. Ona üzüldüm mü, onun için sevindim mi, onu sevdim mi sevmedim mi... Hepsi birbirine girdi, çok yönlü bir karakter olduğu için. 

Terk Edenler ve Kalanlar, bize harika bir İtalya portresi çiziyor. Dönemin siyasi olaylarıyla dolu bir sürü sayfa var. İtiraf etmem gerekiyor ki buraları okurken yer yer sıkıldığım oldu. Elbette dönemin şartlarından bahsetmeden, böyle kapsamlı ve uzun yılları kapsayan bir kitap olamazdı. Ama önceki kitaplarda bunu çok da görmediğim için olsa gerek bazen beni sıktı. Öte yandan feminizm ile ilgili olan bazı yerler vardı ki... Bayıldım. Zaten diğer iki kitapta da kadınlarla ilgili aralara serpiştirilmiş çokça paragraflar vardı. 

Yazarın anlatımını her zamanki gibi çok beğendim. İkinci kitaba benzer bir üslup kullanmış burada da. Karakter analizleri, betimlemeleri, durum değerlendirmeleri, karakterlerin psikolojilerini yazması harikaydı. Bir kitabı harika yapmanın yolunun karakterlerin psikolojilerini doğru anlatabilmekten geçtiğine inanıyorum. Bu sayede motivasyonları aklımıza daha rahat yatıyor ve mantık hatası olmamış oluyor. Elena Ferrante bunu çok güzel yapan yazarlardan birisi. Lenu'yla Lila'nın yıllar boyunca birbirlerini koydukları yer, aslında hayatları boyunca aldıkları kararlarda ne çok etkili olmuş bunu görebiliyoruz. 

Napoli Romanları benim favori serilerim arasına kesinlikle girdi. Son kitap için çok heyecanlıyım. Ekim başında hemen okuyacağım. Seriye veda etmek beni gerçekten çok üzse de artık Lenu ve Lila'nın hikayesinin nasıl bittiğini öğrenmek zorundayım; bu kitapla beraber merakım binlerce kat arttı diyebilirim. Tekrar ve tekrar söylüyorum lütfen bu seriye bir şans verin. Eminim çok keyif alarak okuyacaksınız :) Bir sonraki yazıda görüşmek üzere! 

Puanım: 4/5!

***

- Konuşurken de yazarken de gerçek, gerçekten ifadelerini kullanıyorsun. Ya da ansızın diyorsun. Sence insanlar ne zaman gerçekten konuşur ve olaylar ne zaman ansızın gerçekleşir? Her şeyin bir aldatmaca olduğunu, her şeyin bir öncekini izlediğini benden daha iyi biliyorsun. Ben artık hiçbir şeyi gerçekten yapmıyorum Lenu. Ve her şeye karşı dikkatli olmayı öğrendim, sadece aptallar olayların ansızın olduğunu zanneder. 

***

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum