Ağustos 2020 | Dönüşüm, Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, Kılıçların Fırtınası


Herkese yeniden merhaba! Kitaplar anlamında çok kötü geçen haziran ve temmuz aylarından sonra, ağustos ilaç gibi geldi diyebilirim. Bu ay tam beş kitap okudum. Hepsinden sırayla bahsedeceğim.

Bu ay ilk olarak önceki ay başlayıp bitiremediğim Kılıçların Fırtınası Kısım 1'i okudum. Buz ve Ateşin Şarkısı serisi gerçekten sevdiğim seriler arasında. Üçüncü kitapta da tempo hiç düşmeden devam ediyor. Ortalık yine çok karışık, bir sürü kral ve kraliçe var, Stark'ların durumu hala çok kötü ve Jon oldukça zor bir durumun içinde. Kılıçların Fırtınası, -daha kısım ikiyi okumasam da- serinin şu ana kadar okuduğum kitapları arasında favorim. Çünkü dizide hala daha severek izlediğim anların çoğu bu kitapta. Bu anlar, karakterlerin kendilerine özgü, unutulmayacakları şeyler yapmalarıyla ilgili. Kısacası ikonik anları çok seviyorum. Kısım ikiye başladım ama ilgimi başka kitaplar çektiği için kenara bıraktım. Eylül sonuna doğru okumak istiyorum. Kısım ikiyi okuduktan sonra daha uzun bir yazı elbette hazırlayacağım. 

Elena Ferrante'nin Napoli Romanları serisinin ilk kitabı olan Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım'ı da bu ay okudum. Napoli'nin kenar mahallelerinde büyüyen iki arkadaşın hayatını anlatan bir serinin ilk kitabı. Çok severek okuduğum bir kitaptı. Oldukça akıcıydı. Yazarın olaylara yönelik değerlendirmelerini, uzun anlatımlarını, karakter tahlillerini çok sevdim. Kitap hakkındaki daha uzun yazıma ise buradan ulaşabilirsiniz. Eylül'ün başında da serinin ikinci kitabını okudum, hakkında konuşmak için sabırsızlanıyorum.

Bu ay sonunda Kafka ile tanışabildim. Uzun zamandır kitaplığımda olan Dönüşüm kitabını okudum. Kısa sürede bitirilebilecek, oldukça akıcı bir kitaptı. Ama çoğunluğun aksine çok da sevemedim. Bunu söylemek bana kalmadı farkındayım ama her ne kadar verilmek istenen mesajı ve metaforu anlamış olsam da o mesaj bana geçmedi. Kafka ile tanışmam ve diğer kitaplarını da okumaya teşvik etmesi dışında çok da bana etki edemeyen bir kitap oldu ne yazık ki.

Bu ay bir modern klasik daha okudum. O da Arayışlar'dı. Arka kapak yazısını okuduğumda çok etkileneceğim, duygu yüklü ve beni kendisine hayran bırakacak bir kadın karakter okuyacağımı sanmıştım. Ama işler pek de bu şekilde yürümedi. Kitabı okuyalı uzun zaman oldu ve daha şimdiden çoğu ayrıntıyı unuttuğumu fark ettim. Bu da gerçekten kitaptan hiç etkilenmediğimin kanıtı oluyor. Çok yüzeyseldi. Duygu betimlemeleri fazlasıyla zorlamaydı. Bu yüzden okuyucuya geçemiyordu. Birkaç cümle dışında sevmediğim bir kitap oldu.

Bu ayın son kitabı Yüreğinin Götürdüğü Yere Git oldu. Çok sevdim. Bir sürü tecrübeyle dolu harika bir hayat hikayesi okudum. Hatalarından ders çıkarmış bir kadının son günlerini bunları anlatarak geçirmesi beni oldukça etkiledi. Dönüp tekrar tekrar okuyacağım bir kitap olacak. Alıntılara ve kitap hakkındaki daha geniş düşüncelerime buradan ulaşabilirsiniz.

Ağustos ayı benim için bu şekilde geçti. Aslında ayın son on gününü falan kitap okumadan geçirdim. The Vampire Diaries'i tekrar izlemeye başladım. Canımın beni çok yormayacak, hızlıca izleyebileceğim ve güzel hikayeli bir dizi çektiği zamanlardı. Gerçekten çok hızlı izledim. On günde üç sezonunu bitirdim. Dörde geçtim ama biraz ara verip başka diziler de izlemek istedim. Bu yüzden de tekrar Gossip Girl izlemeye başladım. Eski dizilerini tekrar tekrar izlemeyi seven tek kişi ben olamam herhalde? 

Geç bir ağustos yazısı oldu ama hiç olmamasından daha iyidir diye düşünüyorum. Ağustosta neler okuduğunuzu paylaşırsanız çok sevinirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı