Zehir Ustası / Maria V. Snyder Kitap Yorumum

ZEHİR USTASI
Özgün Adı: Poison Study
Yazar: Maria V. Snyder
Yayınevi: DEX
Goodreads Puanı: 4.17
Sayfa Sayısı: 370
Arka Kapak Yazısı:
"Hızlı bir ölüm mü isterdin, yoksa yavaş yavaş öldüren bir zehir mi içerdin?
Yelena idam edilmek üzereyken sıra dışı bir teklif alır; Ixia'nın yeni komutanı Ambrose'un çeşnicisi olmayı kabul ederse, hapisten kurtulup sarayda yaşayacak ve en güzel yemekleri yiyecektir. Ama komutanın baş muhafızı Valek, Yelena'ya kaçmaması için Kelebek Tozu adında bir zehir içirir. Böylece Yelena, Valek'ten her gün panzehir almak zorunda kalacak aksi takdirde ölecektir. 
Yelena zehir konusunda eğitimler alır ve giderek uzmanlaşır; sarayda dostlar edinmeye bile başlamıştır. Fakat bu kez de yetimhanedeki korkunç geçmişi Yelena'nın peşini bırakmaz. Çok geçmeden, yeni askeri yönetime isyan eden suikastçılar ve görüldüğü yerde vurulması emredilen büyücüler de, Yelena'nın düşmanları arasına katılır."
***
Herkese yeniden merhabaa! Bugün sizlerle Zehir Ustası yorumumu paylaşacağım.
Zehir Ustası, çok merak ettiğim kitaplardan biriydi. Ama kitapçıma gelmemişti ve D&R'da falan bulamamıştım. En sonunda Sevgi Yolu'nda bulabildiğimde kelimenin tam anlamıyla sevinçten çıldırmıştım.
Bu kadar çıldırmama karşın Zehir Ustası'nı tam olarak 34 -OTUZ DÖRT- günde bitirmişim. Gerçekten kendi adıma bir rekor kırmış oldum. Ayrıca bu 34 günde bir başka kitap daha bitirdim. 
Gelelim Zehir Ustası'nın konusuna; Zehir Ustası, arka kapakta bahsedildiği gibi idam edilmek üzere olan Yelena'ya komutanın çeşnicisi olması teklifinin sunulmasıyla başlıyor. Yelena'nın teklifi kabul etmesi üzerine de komutanın baş muhafızı Valek, Yelena'ya Kelebek Tozu adında bir zehir içirmeye başlıyor; eğer Yelena her gün panzehiri almazsa zehir onu öldürecektir. Bu sürede Valek, Yelena'yı zehirler konusunda eğitir de. Ve Yelena, bir süre sonra zehirler konusunda uzmanlaşır.
Ancak Yelena'nın düşmanları da vardır. Mesela, komutanın çeşnicisi olmadan önce kaldığı yetimhanedeki -arka kapakta böyle diyor ama ben kitabı okurken tam olarak bir yetimhane canlandıramamıştım, maalesef- geçmişi, sarayda da karşısına çıkar. 
Kitabın konusu genel hatlarıyla bu şekilde. Yelena, kitabın başlarında daha az cesur bir karakterdi ama kitabın ilerleyişi ve olayların gelişimiyle doğru orantılı bir şekilde kendine güveni geliyor, daha cesur bir tavır sergiliyor diyebiliriz. Ama yine de Yelena pek fazla sevdiğim bir karakter olmadı. Kendi kendine bazı kararlar alması -karşı tarafı dinlemeden alınan kararlar bunlar- beni aşırı derecede sinir etmişti. Valek'e kitabın sonlarına kadar güvenmemesi de biraz canımı sıktı açıkçası. Hayır, sana zehir vermişse ne olmuş? İnsan sinir oluyor, arkadaşlar!
Ancak Yelena dışında kitapta seviyor gibi olduğum bir bey var; Valek! Şimdi, Zehir Ustası'yla ilgili yorumları okuduğumda sürekli 'VALEK! ÇOK MÜKEMMEL!' ana fikri çıkan yorumlar görmüştüm ve yine aşık olunası bir erkek karakter olduğu için çok sevinmiştim. Ancak kitabı okumaya başladığımda 'Aynı kitabı mı okuyoruz?' veya 'Aynı Valek'ten mi bahsediyoruz?' olmuştum. Çünkü o kadar çıldıracağım bir şey olmamıştı başlarda. Bir ara Yelena Valek'in heykeller yaptığını öğrendiği bir kısım vardı; orada bayağı fangirling yapmıştım çünkü bu aşırı harika bir özellik! 
Yelena ve Valek dışında sevdiğim -Yelena'dan bile fazla seviyor olabilirim- iki karakter var ki... Hatırladıkça yüzüm gülüyor diyebilirim! Tabii ki Ari ve Janco'dan bahsediyorum! Ya tam olarak kitabı güzelleştirdiler diyebileceğim karakterler! Aşırı fazla sevdim.
Kitabı, yazının başında belirttiğim gibi 34 günde bitirdim. Bunun en büyük sebebi kitabın bir yerden sonra bana fazla monoton gelmesi oldu. Olaylar oluyordu evet ama bu olaylar resmen belli bir sıraya konmuş gibiydi. Yelena'nın başına bir şey geliyor, birileri onu kurtarıyor veya kendisi kurtuluyor daha sonra kısa bir iyileşme süreciyle başka bir olaya geçiliyor. Bu rutin beni biraz sıktı ve bir ara Valek ve Yelena'nın arasında pek fazla tatlı diyalog olmaması da kitabın monotonluğunu arttırdı.
Yine de kitabın son sayfalarında olan şeyler bütün bu monotonluğa olan nefretimi biraz da olsa sildi. Kitabın sonlarına doğru aksiyon arttı, Valek daha ponçik bir karakter olmaya başladı ve bu kitabı daha da güzelleştirdi. Ama yine de kitapta bir şeyler eksikti. Tam olarak ne olduğunu bulamasam da kitapta aradığımı bulamadığımı biliyorum. Bazı yerleri anlayamadım ki bu muhtemelen benden kaynaklı bir sorun çünkü ben tam olarak o saray entrikalarını, politikalarını net bir şekilde söylenmedikçe/anlatılmadıkça anlayamıyorum. Zehir Ustası'nda da bu entrika ve politikalar üstü kapalı bir şekilde anlatıldığı için anlama sorunu çekim. Ama dediğim gibi bu büyük ihtimalle benden kaynaklanan bir sorun.
Ayrıca çoğu kişinin sonunda şok olduğu bir şey olmuş. Kimse bunu spoiler olur diye açık bir şekilde söylemese de bazı tahminlerim var. Ve ben eğer tahminim doğruysa kitabın ilk sayfasından onu tahmin etmiştim. Yani beni şaşırtan bir şey olmadı. Kitabı okuyanlar sanırım neyden bahsettiğimi anlamışlardır.
Sonuç olarak; karakterleri bir kenara koyarsam, kitapta beni çeken ve bir sonraki sayfaya geçmem için heyecanlandıran bir şey olmadığı için ve beni şaşırtan bir şey olmadığı için puan kırmayı düşündüm. Ama daha önce bu tür bir kitap okumadığım ve kurgusunu değişik bulduğum için de düşük bir puan vermeyi pek fazla istemiyorum.
Zehir Ustası hem beğendiğim, hem beğenmediğim bir kitap oldu. Devamını elbette okuyacağım ama  kitapları bir an önce almak için ekstra bir çaba sarf edeceğimi sanmıyorum. 
Puanım: 4/5!

Yorumlar

  1. Merhaba ! Bloguna üye oldum ^^ Seni de bloğuma bekliyorum :) Ayrıca gmail hesabını verirsen sohbet etmek isterim :)
    http://dusesingunlugu.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı